Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/14246
Karar No: 2011/1349
Karar Tarihi: 15.02.2011

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2009/14246 Esas 2011/1349 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2009/14246 E.  ,  2011/1349 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 03/07/2007 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 21/07/2009 günlü kararın Yargıtay’da incelenmesi davacı vekili ve incelemenin duruşmalı olarak yapılması da temyize cevap dilekçesiyle davalılar ... ve ... Ltd. Şti vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 15/02/2011 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davalılar vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve davalılar yararına takdir olunan 825.00 TL duruşma avukatlık ücreti ile aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine 15/02/2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
    (M) (M)
    KARŞI OY YAZISI
    Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş; davacı tarafından temyiz edilen hüküm Dairemizin sayın çoğunluğunca onanmıştır. Bu karara aşağıda göstereceğimiz nedenlerle katılmamız mümkün değildir.
    Şöyle ki;
    Davalılardan ...’ın kitabın yazarı, ... Yay. Turz. İnş. ve San. Tic. Ltd. Şti’nin kitabın yayıncısı, ...’in ise yayıncı kuruluşun müdürü olduğu “MUSA’NIN GÜLÜ” adlı kitapta yer alan gerçek olmayan ve iftira niteliğindeki ifadeler ile davacı ...’ün, kişisel ve ailevi değerlerine, haysiyet ve şerefine saldırıldığı ileri sürülerek, uğranılan zararın giderimi maksadıyla davalılardan manevi tazminat istenmiştir.
    Kitabın kapak tasarımında, kırmızı renk tercih edilerek, “MUSA’NIN GÜLÜ” başlığı altında “Davudun Yıldızı-Siyonist Yıldız” kullanılmış ve yine bu yıldızın içerisine davacı ...’ün akademisyen sıfatıyla giydiği cübbeli ve kepli resmi yerleştirilmiştir. Bununla, kitabı gören okumasa da eline alıp çeviren bir kimsenin kafasında, davacının İsrail ve Yahudilik ile bağlantısının varlığına dair ilişki kurması, şüpheler ve soru işaretlerinin yer alması amaçlanmıştır. Kitabın içerisinde bu husus yazı ile de anlatılmıştır.
    Arka kapakta da, adeta kitabın özetine yer verilmiş, “.. İngilizler’le olan yakınlıklarına, Yahudi lobileri ile ilişkilerine, ABD’lilerle olan gizli görüşmelerine ve ABD vatandaşlığı ile ilgili her türlü bilgilere, … İngiliz istihbarat servislerinin yurt dışı görevlere gönderilecek ajanlarının önemli bir kısmının seçildiği ... Üniversitesindeki eğitim günlerini ve ilişkilerini okuyacaksınız“ demek suretiyle davacı, okuyuculara vatan haini ve ajan gibi sıfatlarla tanıtılmak istenmiştir.
    Anılan kitabın;
    9.Sayfasında; “…Yıllarca ... olduğunu söyleyen ... ailesi aslında ...’ye 1915 yılında ...’ten göçmüştü. Aile; çevreye kendini Arap olarak tanıtmıştı. Oysa Araplıkla hiçbir ilgileri yoktu…”
    14. Sayfasında; “..., Siirt göçmeni olduğu yanında yıllarca içinde taşıdığı Yahudi ve Amerika aşkını dahi gizledi …”
    Şeklindeki ifade ile davacıyı yalancı, Yahudi ve Amerika aşığı olarak nitelendirmiştir.
    23.Sayfasında; “Kilise’de Namaz Kılmış” başlığı altında, “… hiçbir papaz bir Müslüman’a namaz kılması için kiliseyi açmaz. Bu durum; her halde birisi Kiliseden çıkarken gördüğünde “burada ne arıyorsun ” sorusunun peşin verilmiş cevabıydı.” Biçimindeki beyanıyla da davacının Hıristiyan olduğu vurgulanarak, önceki iddiaların güçlendirilmesi öngörülmüştür.
    24. Sayfasında; “… Yeniçağ Gazetesi’nden Arslan Bulut, Gül’ün eğitim gördüğü Exeter Üniversitesi hakkında şu bilgileri veriyordu. … İngiliz istihbarat servislerinin yurt dışı görevlere gönderilecek ajanlarının önemli bir bölümü ... Üniversitesi’nde eğitim görür. …”,
    25. Sayfada; “ … Dışişleri Bakanı ..., ... Üniversitesi’nde iki yıl eğitim-öğretim görmüştür. … ABD’nin en sevdiği İslamcı (!) tiplemesi içinde yer alan Gül, ABD, İsrail, İngiltere, Fetullah Gülen ve Tayip Erdoğan’dan destek alarak Fazilet Partisi Genel Başkanlığına adaylığını koydu. …”
    26 Sayfada; “ … Bu isimler memleketin hizmetinde kullanılıyorlardı. Tabi ki o memleket, ABD, İngiltere ve İsrail’di. …”
    28. Sayfada; “… Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı adayı olan ..., görüldüğü gibi özellikle ABD ve İngiltere’nin derin devleti ile yakın ilişkiler içinde olan bir kişidir. …”,
    Biçimindeki ifadeler ile davacı; kamuoyuna ABD, İngiltere ve İsrail’in hizmetinde bir kişi olarak sunulmuştur.
    34. Sayfada; “ … Gül’ün temsil ettiği çevrelerin attığı tohumların nasıl yeşerdiği ise, Ankara’da acı tecrübelerle yaşanmış ancak Danıştay baskınından da ders çıkartılmamıştı. …”, Beyanıyla, 2. Daire Başkanını Mustafa Yücel Özbilgin’in katledilmesi, Danıştay Başkanı Mustafa Birden de dahil birkaç üyenin yaralanması ile neticelenen olay ile davacı ilişkilendirilerek, bu müessif hadisenin aynı düşünce sahiplerince gerçekleştirildiği öne sürülmüştür.
    37. Sayfada; “… Dört dönem Kayseri Milletvekili seçilen Gül, İsrail, ABD ve İngiliz Başkonsolosluklarının denetiminde Recep Tayip Erdoğan ile birlikte AKP’ yi kurdu. …”, Denilerek davacı, yabancı ülkelerin güdümünde gösterilmiştir.
    53. Sayfada; “… Yalçın Küçük, Gül’ün eşi için “İbrani” dediğinde elektriğe tutulmuş bir Toy gibi çırpınıyor, hemen kağıda kaleme sarılıp mektup yazıyordu. … Gelin Yalçın Küçük’e hak vermeyin… Ahmet Ertegün’ün tam isimi; Ahmet Münir Ertegün’dü.Gül’ün oğlunun ismi ise Ahmet Münir’di.Ahmet Ertegün’ün annesinin adı Hayrünnisa iken Gül’ün eşinin adı da Hayrünnisa’ydı.Tesadüftür, tesadüf (!!!??), Ahmet Ertegün’ün eşinin adı Mica idi ve kendisi Hristiyandı.Ahmet Ertegün ABD vatandaşı ve ABD derin devletinin en önemli isimlerindendi. …” Diyerek isim benzerliklerini kullanarak imalarda bulunulmuştur.
    89. Sayfada; “… 30-35 yıldır bir arada olan insanların birlikteliğinde “Yağma-Talan-Soygun ve Vurgun had safhaya ulaştı. …” Şeklindeki ifade ile, birtakım suçlar isnat edilmiştir.
    92. Sayfada; “...’de Türklükten rahatsız”,
    97. Sayfada; “… Bir devlet adamı (!) ve cumhurbaşkanlığı adayı (!) düşünün ki,
    Atatürk’ün ‘Ne Mutlu Türk’üm Diyene’ özdeyişiyle alay ediyor, aşağılıyor, karşı çıkıyor …”,
    Demek suretiyle, davacının söylemediği sözleri söylemiş gibi vererek, Türk Milleti ile arası açılmaya çalışılmıştır.
    125. Sayfada; Alman Vakıfları, Leyla Zana ve Gül” başlığı altında; “ … ... Başbakanlığı zamanında Avrupalılara, Leyla Zana ve arkadaşlarının durumlarını en kısa zamanda düzeltme sözü veriyor, PKK’lılara bayram yaptırıyor, çok geçmeden Zana ve arkadaşları tahliye ediliyordu. …” biçimindeki beyan ile yabancılara verdiği sözle, PKK ‘lı bölücülere destek verip, yargıyı etkileyerek serbest kalmalarının sağlandığı vurgulanmıştır.
    169-170. Sayfalarda; “ Gül’ün ABD Vatandaşlığı” başlığı altında “… Gül Amerikan vatandaşı olduğunu neden gizliyor …” diyerek herhangi bir belge ve kanıt göstermeden gerçeğe aykırı ifade ile Türk kamuoyunun zihni bulandırılmıştır.
    Bilindiği üzere; Basının haber verme hakkının hukuka uygun sayılabilmesi için, gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık kurallarının bulunması gerekir. Somut olayımızda ise, bu koşullar gerçekleşmemiştir. O halde hukuka aykırıdır.
    Kitapta yazılan ve bir kısmına yukarıda yer verilen isnatlar ve ifadeler ile davacı hedef gösterilmiştir. Eleştiri sınırları aşılarak, haysiyet, şeref ve konumuna açıkça saldırılmıştır.
    Diğer yandan; dava konusu yayının 1.basımının yapıldığı Mayıs 2007 tarihinde, davacı ... Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı adayıdır. O günleri gözümüzün önüne getirdiğimizde ve hafızamızı yokladığımızda, Cumhurbaşkanlığı seçiminden öte bir ülke ve rejim meselesi haline getirilmek istendiğini anımsarız. İşte davalı böyle bir ortamda kitabı kaleme almıştır. Bununla, toplumu bilgilendirmek yerine seçim ortamını ve seçimleri etkilemeyi amaçladığı düşünülmektedir. Yine dosyadan edindiğimiz bilgilere göre, davalı ... halen ... adı verilen davanın tutuklu sanıklarından olup, ... terör örgütünün propaganda biriminde faaliyette bulunan üyesi olmaktan yargılanmaktadır. Buda yukarıdaki kanaatimizi güçlendirmektedir. Kanunların hakkın kötüye kullanılmasını korumayacağı genel hukuk kurallarındandır. Bu nedenle Anayasamız ile teminat altına alınan basın hürriyeti bu anlamda değerlendirilmelidir.
    İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında; karar verilirken, tek tek kelime ya da cümlelerin baz alınmadığı, bütün olarak değerlendirilip hüküm kurulduğu belirtilmiştir. Oysa ki tümü birlikte değerlendiğinde de davacının kişilik haklarına saldırının varlığı duraksamaya yol açmayacak kadar açıktır. Ayrıca yine ret gerekçesinde, başka yayınlardan ve röportajlardan alıntı yapılarak kitabın kaleme alındığı yazılmıştır. Dairemiz, yerleşmiş içtihatları ile bu gerekçe kabul edilmemekte, çok sayıda ilamımızda; yayının daha önceki bir yayından alıntı yapılarak yayınlanmış olmasının hukuka uygunluk sonucunu doğurmayacağı ve yayını yapanları sorumluluktan kurtarmayacağına değinilmektedir.
    Bu açıklamalar karşısında; kitabın tümü incelendiğinde, ortaya çıkan niyet ve maksat ile olayların veriliş biçimi, ortaya koyulan üslup, seçilen kelimeler ve cümleler nazara alındığında, davacının kişilik haklarına saldırı ve dolayısıyla Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinin öngördüğü tazminat koşulları gerçekleşmiştir. Tüm bu sebeplerle uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yetersiz ve yersiz gerekçelerle davanın tümden reddine karar verilmesini doğru bulmadığımızdan, değerli çoğunluğun onama kararına katılmıyoruz. 15/02/2011

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi