Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/3311
Karar No: 2009/8081

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/3311 Esas 2009/8081 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, paydaşı oldukları bir kadastro parseline ilişkin yapılan imar uygulamasının idare mahkemesinde iptal edildiğini ve kesinleştiğini belirterek, imar uygulaması sonucu davalı belediye adına tescil edilen imar parsellerini satın alan diğer davalıların iyiniyetli olmadığını ve tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek, tapu iptal, tescil ve elatmanın önlenmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkeme, diğer davalıların iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davacıların ihyası suretiyle yeniden tescil ve elatmanın önlenmesi istediği anlaşılmaktadır. Mahkeme, dosya içeriği ve toplanan delillerin çekişmeli imar parsellerinin belediye personeli olan davalılara, diğer bir davalının ise aynı soyadını taşıyan kişilerden olduğunu tespit etse de, 2510 sayılı kadastro parselinin kısmen ihyası, dolu pafta sistemi ve doğru sicil oluşturma ilkesi ile bağdaşmadığından, anılan kadastro parselinin gittiği tüm imar parsellerinin dava konusu edilmesi gerektiğini belirterek, davanın hükmen reddine karar vermiştir. Mahkeme kararı, davacıların temyiz itirazları üzerine bozulmuş ve davanın yeniden görülmesi gerektiği şeklinde karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi
1. Hukuk Dairesi         2009/3311 E.  ,  2009/8081 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 20/10/2008
    NUMARASI : 2007/126-2008/541

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, paydaşı oldukları 2510 parsel sayılı kadastral parsele ilişkin olarak yapılan imar uygulama işleminin idare mahkemesinde iptal edildiğini ve kesinleştiğini, imar uygulaması sonucu davalı belediye adına tescil edilen çekişme konusu imar parsellerini satış suretiyle edinen diğer davalıların bina yapmak suretiyle taşınmazlarda tasarruf ettiklerini, davalılar adına oluşan tescilin yolsuz olduğunu geçerliliğin bulunmadığını ileri sürerek, tapu iptal-tescil ve elatmanın önlenmesi isteklerinde bulunmuşlardır.
    Davalı Belediye, davanın reddini savunmuş, diğer davalılar iyiniyetle çekişme konusu imar parsellerini davalı belediyeden satın aldıklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davalı belediyeden çekişme konusu taşınmazı satın almak suretiyle edinen diğer davalıların iyiniyetli oldukları gerekçesiyle, davanın reddine karar  verilmiştir.
    Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik  İlgün’ün  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Davacılar, kayden kendilerine ait 2510 sayılı kadastro parselinin imar uygulamasına tabi tutulduğunu, bunun sonucu olarak oluşan dava konusu imar parsellerinin davalı belediye tarafından diğer davalılara temlik edildiğini, imar uygulamasının ise idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, tapu iptal, tescil ve elatmanın önlenmesi isteklerinde bulunmuşlardır.
    İddianın açıklanan bu içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle, davada kadastral parselin ihyası suretiyle yeniden davacılar adına tescil ve elatmanın önlenmesi isteğinde bulunulduğu kuşkusuzdur.
    Her nekadar, dosya içeriği ve toplanan delillere göre; çekişmeli 12, 16, 18 sayılı imar parsellerinin belediye personeli olan davalılara, 10 sayılı parselin maliklerinden davalı Hüseyin’in ise bu kişilerle aynı soyadını taşıyan kişilerden olduğu, bu durumda, davalıların durumu bilen ve bilmesi gereken konumunda olabilecekleri, diğer bir deyişle, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamayabilecekleri düşünülebilir ise de, 2510 sayılı kadastro parselinin kısmen ihyası, dolu pafta sistemi ve doğru sicil oluşturma ilkesi ile bağdaştırılamayacağından , anılan kadastro parselinin gittiği tüm imar parsellerinin dava konusu edilmesi ve davaya dahil edilmesi zorunludur.
    O halde, çekişmeye konu imar parselleri dışındaki diğer imar parsel malikleri aleyhine de aynı sebeple dava açmaları için davacılara önel verilmesi, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi, ondan sonra taraf delilleri değerlendirilmek suretiyle işin esası hakkında bir karar  verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacıların, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  8.7.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi