4. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/14620 Karar No: 2011/1342 Karar Tarihi: 15.02.2011
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2009/14620 Esas 2011/1342 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2009/14620 E. , 2011/1342 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı Mehmet Aba ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 12/09/2006 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/07/2009 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 15/02/2011 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı hazine vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacılar vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. Davacılar, değişim (mübadele) nedeniyle Yunanistan"dan gelen mirasbırakanları ...’ya Türkiye"ye geldiğinde 21.08.1933 günlü Komisyon kararı ile Denizli İlinde üç adet taşınmaz verildiğini, günümüzde bu taşınmazlara ait bir kaydın bulunmadığını, başvurularına da sonuç alamadıklarını belirterek, taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının ihyasını, kabul edilmediği takdirde taşınmazların bedellerinin ödetilmesini istemişlerdir. Davalı Hazine ise, davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece, istemin bir bölümünün kabulüne karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Yasası"nın 12/1. maddesine göre "30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir." ve "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." Dosyadaki kanıtlara göre taşınmazlar 1973 yılında kadastro görüp aynı yıl kesinleşen tutanaklar gereğince taşınmazlar üçüncü kişiler adına tespit görmüştür. Davacılar eldeki davanın açıldığı 12.09.2006 gününe kadar bir itiraz ileri sürmedikleri gibi dava da açmamışlardır. Yerel mahkemece bilgilerine başvurulan yerel bilirkişi ve tanıklar da davacıların mirasbırakanlarını taşınmazı kullanırken hiç görmediklerini belirtmişlerdir. Öte yandan 1940/33 Esas sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, komisyon kararlarında ortaya çıkacak uyuşmazlıklarda genel mahkemelerin görevli olduğu konusunda olup işin esası hakkında bir karar değildir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, istemin zamanaşımı yönünden reddedilmesi gerekirken, işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve temyiz eden davalı hazine yararına takdir olunan 825.00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacılara yükletilmesine 15/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.