3. Hukuk Dairesi 2021/326 E. , 2021/10814 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ..."ın Polis Akademisi Başkanlığı Adana ... Polis Meslek Yüksek okulunda öğrenci iken kötü disiplin notu toplamının 52 puana ulaşması üzerine 12/05/2010 tarihinde ilişiğinin kesildiğini, adı geçen yönünden öğrenciliği süresince 5.816,97TL harcama yapıldığını, davalı ..."ın düzenlenen taahhüt senedi ile eğitim süresince devlet tarafından karşılanan her türlü masrafın dört katını kanuni faizi ile birlikte ayrıca bir hükme gerek kalmaksızın ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, diğer davalıların ise müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, davalılarca ödenmesi gereken 23.267,88TL tazminatın ödenmediğini ileri sürerek, sarf tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar Murat ve Mustafa; davanın reddini dilemişler, diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 5.816,97TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hüküm davacı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 11/02/2016 tarihli ve 2015/6389 Esas 2016/2214 Karar sayılı kararıyla; “...Taraflara tefhim edilen kısa kararda, 5.816,97TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği halde gerekçeli kararda, hangi davalı olduğu da gösterilmeksizin 5.816,97TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Saptanan bu çelişki karşısında, anılan İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca diğer hususlar incelenmeksizin mahkeme kararının bozulması gerekmiştir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 5.816,97TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen hüküm, tarafların temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 26/09/2018 tarihli ve 2017/4514 Esas 2018/8377 Karar sayılı kararıyla; "... 4652 sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanununun 15. maddesinden kaynaklanan eğitim ve öğretim alacağının tahsili istemine ilişkin olup, Anayasa Mahkemesinin 27/09/2012 tarih, 2012/28 Esas 2012/134 Karar sayılı kararı ile 4652 Sayılı Kanunun 15. maddesinde yer alan "dört katını" ibaresi Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmiş, bu karar 01/01/2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanmış ve yayımı tarihinden itibaren 6 ay sonra (01/07/2013 tarihinde) yürürlüğe girmiştir. Ayrıca 6638 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, Jandarma Teskilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 37. maddesi ile 4652 sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanununun 15. maddesinde değişiklik yapılmış olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve 6638 sayılı Kanunun 37. maddesi ile yapılan düzenleme çerçevesinde değerlendirilip oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekir..." gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 1.235.35TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir.
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.
04/02/1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, bozma kararına mahkemece uyulmuş olması taraflardan biri lehine usuli kazanılmış hak meydana getirir. Bu hakkı ne mahkeme ne de temyiz mahkemesi halele uğratabilir. Çünkü, usuli kazanılmış hakkın tanınması kamu düzeni düşüncesiyle kabul edilmiştir.
Bu ilkeler ışığında dosya incelendiğinde; mahkemece 23/12/2014 tarihli ilk kararda, davanın kısmen kabulü ile 5.816,97TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline dair karar verildiği, hükmün davacı tarafça temyiz edildiği, mahkemece bozmaya uyulduktan sonra verilen 25/06/2020 tarihli son kararda ise, 1.235,35TL"nin tahsiline karar verildiği görülmektedir. İlk karar sadece davacı tarafından temyiz edildiği halde, bozma sonrası verilen son kararda ilk hükümden azına dair hüküm kurulması, yargılama ve temyizin temel ilkelerinden olan usuli kazanılmış hak kuralının ihlali mahiyetindedir.
O halde, mahkemece; ilk kararda hükmedilen ve davalıların temyiz etmemesi nedeniyle kesinleşen miktar yönünden davacı yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, usulü kazanılmış hak kuralı ihlal edilerek temyiz eden davacı aleyhine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; mahkemece, kendisini vekil ile temsil ettirmeyen davalılar yararına vekalet ücreti takdir edilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.