Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/5757
Karar No: 2009/8020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/5757 Esas 2009/8020 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı annesinin adına kayıtlı 13 taşınmazdaki paylarını davalılara temlik ettiğini ve mahfuz hissesine tecavüz edildiğini iddia ederek tenkis talep etmiştir. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir ve sadece mirasçılarından alınarak davacıya verilmesi gereken tutarı belirlemiştir. Ancak, gerekçeli kararda çelişkili ifadeler kullanılmıştır. Yargıtay, kısa kararın tefhim edildikten sonra değiştirilemeyeceğine ve kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin yasal düzenlemelere uyulması gerektiğine, gerekçeli kararın kısa karara uygun olması zorunluluğuna vurgu yaparak mahkeme kararını bozmuştur.
Kanun Maddeleri:
- HUMK'nun 376. maddesi: Tarafların tüm delilleri toplandıktan ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakim kararı gerekçesi ile birlikte tam olarak yazmalı ve hüküm sonucunu tefhim etmelidir.
- HUMK'nun 388. maddesi: Karar gerekçesi, hüküm sonucu ile birlikte taraflara tebliğ edilmelidir.
- HUMK'nun 389. maddesi: Tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur.
1. Hukuk Dairesi         2009/5757 E.  ,  2009/8020 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : TRABZON 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 09/07/2008
    NUMARASI : 2008/88-2008/152

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, miras bırakan annesi S..."ün adına kayıtlı 13 adet taşınmazdaki paylarını davalılara temlik ettiğini, mal kaçırma amacı ile işlemlerin yapıldığını ve mahfuz hissesine tecavüz edildiğini ileri sürerek tenkis talebinde bulunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tenkis isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere;tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve HUMK.nun 376. maddesine göre; son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; aynı yasanın 388. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 389. maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
    Nevarki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin son fıkrasının getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
    İşte bu gibi hallerde HUMK.nun 389. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
    Değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa kararda H... H... mirasçılarından G... Z... R... , U... İ... Y... "den 1880.34 TL. alınarak davacıya verilmesi".... Gerekçeli kararda ise bu hükmün sonucuna..." ölü davalı H... H... "ye ait veraset ilamındaki 3/24" er paylar dikkate alınarak her birinden ayrı ayrı olmak üzere...." yazılmak suretiyle kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir. Hal böyle olunca, hükmün l0.4.l992 gün, l992/7 Esas, l992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.7.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi