4. Hukuk Dairesi 2009/14354 E. , 2011/1327 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 08/01/2008 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece manevi tazminatın reddine, maddi tazminat konusunda atiye terk nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığına dair verilen 24/09/2009 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 15/02/2011 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü
Davacılar, kendilerine ait işyerinin açık olduğu, içeride müşteriler bulunduğu sırada ve tüm esnafın gözü önünde işyerine gelip işyerlerinin çalışmasını engelleyen davalıların, kendilerini küçük düşürerek haysiyetlerini çiğnediklerini belirterek, olay nedeniyle uğradıkları kazanç kaybı nedeniyle maddi, kişilik haklarına saldırıdan dolayı da manevi tazminat ödetilmesini istemişlerdir.
Davalılar ise, davacılarla aralarında dükkanın kira bedeli konusunda uyuşmazlık bulunması nedeniyle davacılar ile konuşmak için işyerine gittiklerini ileri sürerek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Yerel mahkemece, davalıların etkili eylemde bulunmadıkları ve hakaret etmedikleri, davacılara karşı eylemlerinin kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı gerekçesiyle manevi tazminat istemi reddedilmiş, geleceğe bırakılan maddi tazminat konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir
Dava konusu olay nedeniyle Bursa 4. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2006/406 Esas-2007/542 Karar sayılı dosyasında sanık olarak yargılanan davalıların “...olay tarihinde sanıkların davacıların işyerine gelerek işyerinin çalıştığı esnada kepenkleri kapatmak ve tezgahları toplamak suretiyle katılanların işyerinin çalışmasını engelledikleri ve böylece üzerlerine atılı birden fazla şahıs ile iş ve çalışma hürriyetini ihlal etmek suçunu işledikleri...” gerekçesiyle cezalandırıldıkları anlaşılmaktadır.
Borçlar Yasası"nın 53. maddesi ceza mahkemesince verilen hükümlülük kararında belirlenen olgular hukuk yargıcı yönünden de bağlayıcı olup ceza mahkemesince, davalıların davacılara karşı suç teşkil edecek biçimde hukuka aykırı davrandığı maddi olgu olarak kabul edilmelidir.
Sorun, iş ve çalışma özgürlüğünü bozmak suçuna ilişkin eylemden zarar gören davacıların kişilik değerlerinin saldırıya uğrayıp uğramadığıdır.
Dava konusu olayda davalılar; işyerinin çalıştığı sırada birden çok kişi ile birlikte gelip etkili eylem ve tehditte bulunmasalar bile müşterilerin ve diğer esnafın gözü önünde, kepenkleri kapatmak ve tezgahları toplamak suretiyle işyerinin çalışmasını engelleyerek, davacıların güven ve huzur içinde çalışma duygusunu zayıflatıp ruh bütünlüklerinin ve diğer esnaf ile müşterileri önünde onurlarının zedelenmesine yol açmışlardır. Böyle bir sonucun kişinin, kişilik değerlerinde olumsuz sonuçlar yaratacağı benimsenerek davalıların ceza mahkemesinde belirlenen eyleminin davacıların kişilik haklarına saldırı oluşturacağı kabul edilmelidir.
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, Borçlar Yasası"nın 49. maddesi uyarınca davacılar yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle manevi tazminat istemlerinin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.