Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/6505
Karar No: 2015/2182
Karar Tarihi: 09.02.2015

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/6505 Esas 2015/2182 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2014/6505 E.  ,  2015/2182 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
    Hüküm : Davanın Reddi

    Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Davacı vekili ... 02/08/2013 havale tarihli dilekçe ile davacı müvekkilinin silahla işyerinde yağma suçundan yapılan soruşturma sonucunda sevk edildiği .... 1. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandığını, açılan kamu davası neticesinde.... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/44 esas, 2012/142 sayılı kararı ile beraatine hükmedildiğini müvekkilinin haksız şekilde tutuklu kaldığını, bu nedenle 16.590 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminata faizi ile birlikte hükmedilmesini dava ve talep etmiş olup;
    Tazminat talebinin dayanağı olan .... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/44 esas, 2012/142 karar sayılı ceza dava dosyasında, davacı (sanık) hakkında silahla işyerinde yağma suçundan kamu davası açıldığı sanığın (davacının) bu suçtan 04.03.2012 tarihinde gözaltına alınıp, 05.03.2012 tarihinde tutuklanarak 14.11.2012 tarihinde tahliye edildiği ve yapılan kovuşturma sonucunda aynı tarihte beraatine hükmedildiği, hükmün 22.11.2012 tarihinde kesinleştiği, kesinleşmiş beraat hükmünün talep üzerine 19.08.2013 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davanın ise, 02/08/2013 tarihinde açıldığı tespit edilmiştir. ‘’Yerel mahkeme yaptığı inceleme sonucunda,....3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/44 esas ile 2012/142 sayılı kararın davacı (sanık) ve müdafinin yüzüne karşı verildiği, kararda CMK"nın 141/1-e ve 141/2 maddeleri gereği sanığa (davacıya) tazminat isteme hakkı olduğunun bildirilmesine" şeklinde haklarının hatırlatıldığı aleyhe temyiz olmaması nedeniyle kararın 22/11/2012 tarihinde kesinleştiği, davacının 27/12/2012 tarihinde adli emanetteki eşyalarının iadesi için dilekçe verdiği, mahkemece ek kararla davacı (sanık) hakkındaki beraat hükmünün kesinleştiği ve bu hususta daha önce karar verilmediğinden bahisle talebi kabul ettiğini, bu kararın 11/01/2013 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, bu nedenle beraat kararının kesinleştiği bilgisinin en geç bu tarihte davacıya ulaştığı, 28/01/2013 tarihinde davacının gerekçeli kararı talep ettiği, 29/01/2013 tarihinde CMK"nın 141/1-e ve 141/2 maddeleri gereğince haklarının hatırlatılmış olduğu gerekçeli beraat kararının kesinleşme şerhi olmaksızın davacıya tebliğ edildiği 02/08/2013 tarihinde ise, davacı vekilinin dava dilekçesini verdiği, bu nedenle en geç gerekçeli kararın tebliği tarihi olan 29/01/2013 tarihinden itibaren dahi CMK142/1 maddesindeki 3 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın CMK"nın 142/1. maddesi delaleti ile CMK’nın 142/7 maddesi gereğince 6100 sayılı yasanın 115/2 maddesinin 1. cümlesine göre usulden reddine’’ karar verilmiş ise de;
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlığı altındaki 40. maddesinin ikinci fıkrası gereğince; “Devlet, işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.” hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını sonuna kadar arayabilmelerine kolaylık ve imkan sağlamayı amaçlamış, son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerinin belirtilmesini, hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından belirtilen hususların verilen kararlarda gösterilmesi konusunda zorunluluk getirilmiştir. Bu temel ilkenin kaynağını yalnız Anayasa değil, 5271 sayılı CMK ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi de oluşturmaktadır.
    Bu hükme paralel olarak 5271 sayılı CMK"nın 34. maddenin 2. fıkrasında, “Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir.” Aynı Kanunun 231. maddenin ikinci fıkrasında, “Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir.” Üçüncü fıkrada “Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hal varsa bu da bildirilir.” amir hükmü yer almaktadır. Kanunun 232/6. maddesinde ise; “Hüküm fıkrasında, 223"üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Yasal düzenlemelere bakıldığında; gerek yüze karşı verilen, gerekse yoklukta verilen hükümlerde tazminat talebine ilişkin, yasa yolunun, süresinin, merciin ve şeklinin belirtilmesi ve bu hususların karara yazılması zorunlu kılınmıştır.
    Somut olayda tazminat istemine esas beraat hükmünde, her ne kadar sanığa (davacıya) tazminat talep etme hakkı olduğu hatırlatılmış ve 02.01.2013 tarihli ek kararda tazminat talebinin dayanağı olan beraat hükmünün 22.11.2012 tarihinde kesinleşmiş olduğu açıkça belirtilmiş ve gerekçeli beraat hükmü tebliğ edilmiş ise de, hüküm fıkrasında, tazminat hakkına ilişkin kanun yolunun süresi, kanun yoluna başvuru şekli ve başvurunun hangi makama yapılacağının yasal düzenlemelere uygun bir biçimde gösterilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin 02/08/2013 tarihinde dava dilekçesi vererek beraat hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren yasal bir yıllık sürede dava açtığının anlaşılması nedeniyle, davanın kabulü yerine yazılı gerekçe ile süre yönünden reddine karar verilmesi,
    İsabetsiz olup, davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi