19. Ceza Dairesi Esas No: 2016/10910 Karar No: 2017/10947 Karar Tarihi: 12.12.2017
2004 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/10910 Esas 2017/10947 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıklar hakkında, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 345/a maddesi gereğince cezai sorumluluğun belirlenmesi için işlem yapılması gerektiği belirtilerek, şirket ana sözleşmesinin getirtilip temsilcinin tespiti ve şirketin pasifi dahil tüm icra takip dosyalarının tespiti yapılmadan eksik kovuşturma ile mahkumiyet kararı verildiği sonucuna varıldı. Sanık hakkında önödeme ihtaratında bulunulmayıp, mahkumiyet kararı verildi. Bu durumda, hükümlerin bozulmasına karar verildi ve yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılması kararlaştırıldı. Kararda yer alan kanun maddeleri ise 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 75. maddesi ile 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 345/a maddesidir.
19. Ceza Dairesi 2016/10910 E. , 2017/10947 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, 1-İİK"nun 345/a maddesindeki suçun oluşabilmesi için, aynı Kanunu"nun 179 ve 6102 sayılı TTK’nın 376. maddesinde öngörülen koşullarda şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenmesine müteakip, şirketin iflasının istenmesinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği cihetle, sanıklar hakkında cezai sorumluluğun hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından şirket ana sözleşmesi getirtilerek, temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlar da dikkate alınarak suç tarihi itibariyle suçun oluşumundaki temsilcinin tespit edilmesinden sonra, borçlu şirket hakkındaki kesinleşmiş tüm icra takip dosyaları da tespit edilerek, bu takip dosyalarındaki alacak miktarları da şirketin pasifine eklendikten sonra ticari defterler, kayıtlar ve banka hesapları üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmasını müteakip, şirketin hangi tarihte borca batık hale geldiği hususu belirlenip, buna göre de şikayetin süresinde olup olmadığı tespit edilip, şikayet süresinde ise şikayet tarihi olan 01.03.2013 tarihi itibariyle şirketin iflasının istenmesi şartlarının oluşup oluşmadığı saptanıp, sonucuna göre hukuki durumunun takdiri gerekirken, şirketin aktif ve pasif durumunu tam olarak belirlemekten uzak, dönem varlıkları ve borçlarının neler olduğunu açıkça belirtmeyen ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Kabule göre de; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 75. maddesinin birinci fıkrası uyarınca uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adli para cezası gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı altı ayı aşmayan suçlar önödemeye tabi olup, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 345/a maddesinde öngörülen suçun cezasının üst sınırının üç ay hapis cezası olduğu ve suç tarihi itibariyle uzlaşma kapsamında bulunmadığı gözetilerek, sanık hakkında önödeme ihtaratında bulunulup, sonucuna göre hukuki durumun tayini gerekirken anılan ihtarat yapılmadan mahkumiyet kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar müdafiilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 12/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.