Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/6676
Karar No: 2021/4229
Karar Tarihi: 16.06.2021

Silahlı terör örgütüne üye olma - Silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/6676 Esas 2021/4229 Karar Sayılı İlamı

 

 

16. Ceza Dairesi         2020/6676 E.  ,  2021/4229 K.

  •  


"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Silahlı terör örgütü
üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek
yardım etme
(02.09.2016), ... (23.09.2016), ... (23.09.2016), ... (23.09.2016), B...16.08.2016), ... (02.09.2016), ... (02.09.2016), ... (23.09.2016), ...(23.09.2016), ...(02.09.2016), ... (02.09.2016), ... (02.09.2016)...(23.09.2016), ... (23.09.2016), ... (02.09.2016), ...(23.09.2016)...(23.09.2016), ...(02.09.2016), ...(02.09.2016), ...(05.10.2016), ... (02.09.2016), ...(02.09.2016), ... (23.09.2016),... (02.09.2016), ... (23.09.2016), ... (23.09.2016), ... (02.09.2016), ... (02.09.2016), ... (02.09.2016), ... (23.09.2016), ... (02.09.2016), ... (02.09.2016), ... (02.09.2016), ... (23.09.2016), ... (02.09.2016),...(02.09.2016), ... (02.09.2016), ... (02.09.2016), ... (23.09.2016), ... (02.09.2016)

Hüküm : 1-)Sanıklar; ..., ..., .... ..., ..., ..., ... hakkında temyiz başvurularının reddine dair ek karar;
2-) Sanıklar; ... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında TCK"nın 314/3 ve 220/7 delaletiyle 314/2, 220/7-2, 3713 sayılı Kanunun 3-4-5/1, TCK"nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca hükmedilen mahkumiyet kararlarına ilişkin yapılan istinaf başvurularının esastan reddi;
3-)Sanıklar; ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3-4-5/1, TCK"nın 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca hükmedilen mahkumiyet kararlarına ilişkin yapılan istinaf başvurularının esastan reddi

.müdafii, ... müdafii, ... ve müdafii, ... müdafii, ... müdafii,... müdafii, ... ve müdafileri, ... müdafii, ..., ... ve müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ... ve müdafii, ... ve müdafii, ... ve müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ... ...müdafii, ... ve müdafii, ... müdafii, ... ve müdafii, ... ve müdafii, ... müdafii, ... ve müdafii, ... ve müdafii, ... müdafileri, ... müdafii, ... müdafii, ...müdafii, ... müdafii, ... ve müdafii, ... müdafii, ... müdafii

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
1-) Sanıklar; ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında Bölge Adliye Mahkemesince temyiz başvurularının reddine dair verilen ek karara yönelik olarak;
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde sanıklar hakkında verilen hükümlerin sanıklar ve müdafilerinin hazır bulunduğu duruşmada usulünce tefhim edildiği, istinaf kanun yoluna başvurma süresi olan 7 günlük yasal süre geçtikten sonra sanıklar müdafii tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, CMK"nın 273/1 maddesinde belirlenen süre içerisinde usulünce yapılmış istinaf başvuru talebi bulunmadığından, Bölge Adliye Mahkemesinin 17.02.2020 tarihli kararı ile CMK"nın 279/1-b maddesi uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verildiği, sanıklar müdafiinin söz konusu karara yönelik temyiz talebinin CMK"nın 296/1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesinin 17.02.2020 tarih 2018/155 Esas ve 2020/93 Karar sayılı kararı ile reddedildiği anlaşılmakla, anılan karar CMK"nın 279. maddesi gereğince itiraza tabi olduğundan sanıklar müdafiinin temyiz talebinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA, dosyanın gereği için mahalline İADESİNE,
2-) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... yönünden kurulan mahkumiyet hükümlerinin yapılan temyiz incelenmesinde;
Bir kısım sanıklar ve müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin İlk Derece Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, istinaf ve temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında, savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,

Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Tüm dosya kapsamı gözetilerek diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, sanıklar ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkındaki ByLock tespit ve değerlendirme tutanaklarının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili görülmemiştir.
Oluş, mahkeme kabulü ve dosya kapsamına göre; sanık ..." ın dosya kapsamına yansıyan eylem ve faaliyetlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturacağı nazara alınmadan yazılı şekilde silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan hüküm kurulması, TCK’nın 314/3 ve 220/7. maddelerindeki atfın niteliği ve aleyhe temyiz bulunmaması karşısında bozma nedeni yapılmamış; sanık ... yönünden ise Bölge Adliye Mahkemesi gerekçeli karar başlığında suç tarihinin, sanığın yakalandığı tarih olan 02/09/2016 yerine "02/06/2017" olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, sanıklar; Abrurrahman Temür, ... müdafii, ... ve müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ..., ... ve müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ... müdafi, ... ve müdafii, ... müdafii, ... müdafi, ... müdafi, ... müdafii, ... ... müdafii, ... ve müdafii, ... müdafii, ... ve müdafii, ... ve müdafii, ... müdafii,... ve müdafii, ... ve müdafii, ... müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın
302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
3-) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden kurulan mahkumiyet hükümlerinin yapılan temyiz incelenmesinde;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/970 K. sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 K. sayılı kararında ve Dairemizce de benimsenen, istikrar kazanmış yargısal kararlarda açıklandığı üzere;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf. 383 vd.)
Örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin "suç işlemek amacı" olması aranır (Toroslu özel kısım syf. 263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf. 280).
Suç örgütünün tanımlanıp yaptırıma bağlandığı 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinin 7. fıkrasında yardım fiiline yer verilmiştir. “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, örgüt üyesi olarak” cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı, gerekçesinde; “örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişi, örgüt üyesi olarak kabul edilerek cezalandırılır.” şeklinde açıklanmış, 765 sayılı TCK’nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen maddede yardım etme fiilleri de örgüt üyeliği
kapsamında değerlendirilerek, bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiştir.
Yardım fiilini işleyen failin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaması, yardımda bulunduğu örgütün TCK’nın 314. maddesi kapsamında silahlı terör örgütü olduğunu bilmesi, yardımın örgütün amacına hizmet eder nitelikte bulunması yardım ettiği kişinin örgüt yöneticisi ya da üyesi olması gereklidir. Yardımdan fiilen yararlanmak zorunlu değildir. Örgütün istifadesine sunulmuş olması ve üzerinde tasarruf imkanının bulunması suçun tamamlanması için yeterlidir.
Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmiş olması gerekir. Başka bir ifadeyle, yardım fiilinin örgütün suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt olduğu bilinerek gerçekleştirilmiş olması gerekir. Fıkra metninde geçen "bilerek" ibaresi doğrudan kastı ifade eder. Doğrudan örgüte değil de örgüt mensuplarına yardım edilmesi halinde, yardım edilen kişilerin suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt mensubu olduklarının da bilinmesi gerekmektedir. Örgüt mensuplarına yapılan yardım, aynı zamanda örgüte yapılan yardım olarak değerlendirmek gerekir. Ancak, bu yardımın örgütün amacını gerçekleştirmeye hizmet eden bir yardım olması gerekmektedir (Prof. Dr. İzzet ÖZGENÇ, Suç Örgütleri, 7. Baskı, s. 38-39). Buradaki “yardım eden” kişi, örgütün hiyerarşik yapısı içinde olmayan kişidir. Başka bir ifadeyle, “yardım eden” kişinin örgüt üyesi olmaması gerekir. Dolayısıyla da TCK’nın 220/7. maddesi anlamında yardımdan söz edilebilmesi için yardımın örgüt üyeliği seviyesinde olmaması gerekir. Terör örgütünün, amacına ulaşmak için suç işlediği şüphesizdir. Terör örgütü amacına ulaşmak için birbirinden farklı bir çok suç işler. Bir kişinin örgüt üyeliği seviyesinde olmaksızın örgütün genel amacı yönünde gerçekleştirilen faaliyetlere yardımda bulunması ise TCK’nın 220/7. maddesi kapsamında değerlendirilir.
Bu kapsamda sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesinde;
a) Sanıklar ... ve ... yönünden ;
Dosyadaki mevcut deliller itibariyle sanıklar tarafından gerçekleştirilen ve örgütsel faaliyet olarak kabul edilen hareketlerin, sanıkların örgüt hiyerarşisine dahil olduğunu gösterir biçimde çeşitlilik, devamlılık ve yoğunluk içermemesi karşısında örgüt üyesi olarak kabul edilmesine yasal olanak bulunmadığı, ancak ;
Sanık ..."ün örgütsel talimat üzerine örgüte yarar sağlamak amacıyla örgütle iltisaklı Bank Asya’da 28.01.2014 tarihinde para yatırarak katılım hesabı açması; sanık ..."in ise örgütsel talimat üzerine örgüte yarar sağlamak amacıyla örgütle iltisaklı Bank Asya" da bulunan hesabına para yatırması şeklindeki eylemlerinin örgüte yardım etme suçunu oluşturacağının gözetilmemesi,
b) Sanıklar ..., ..., ... yönünden;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 karar sayılı kararında bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olduğunun kabul edildiği dikkate alınarak, somut dosyada sanığın ByLock kullanıcısı olup olmadığının atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında; öncelikle temyiz aşamasında dosya içerisine gelen ve örgüt üyeliği suçunun belirleyici delilleri olan;
Sanık ... hakkında, ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı ile dijital materyal inceleme raporunun;
Sanık ... hakkında, ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının, dijital materyal inceleme raporunun, sanık hakkında aleyhe beyanlarda bulunan Süleyman Eyi ve Teoman Sağlam’ın ifade tutanaklarının, sanık hakkında düzenlenen veri inceleme raporunun;
Sanık ... hakkında, ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme tutanağı ile sanık hakkında aleyhe beyanlarda bulunan ...’in ifade tutanaklarının;
CMK"nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanıklar ve müdafilerine okunarak diyecekleri sorulduktan, gerekirse ilgili şahısların tanık olarak dinlenilmeleri sağlandıktan sonra tüm bu deliller kapsamında sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ve yetersiz belgelere dayanılarak karar verilmesi,
c) Sanık ... yönünden;
Kovuşturma aşamasında kendisinin seçtiği bir müdafii bulunmadığı gibi CMK"nın 156. maddesi uyarınca da hakkında re"sen bir müdafii görevlendirilmeyen sanığın, silahlı terör örgütü üyeliği suçundan yargılanması yapıldığı dikkate alındığında, CMK"nın 150. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca hakkında müdafi görevlendirilmesinin zorunlu olduğu, Anayasanın 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesine aykırı olacak ve savunma hakkının kısıtlanmasını doğuracak biçimde kovuşturmada müdafi hazır bulundurulmaksızın hakkında mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle CMK"nın 150/3, 188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ... ve müdafii, ... müdafii, ... müdafileri, ... müdafii, ... ve müdafii, ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı (sanık ... yönünden sair yönleri incelenmeyen) hükümlerin CMK’nın 302/2 maddesi uyarınca BOZULMASINA, verilen ceza miktarları, bozma nedenleri, tutuklulukta geçirilen süreler ve mevcut delil durumları dikkate alındığında tutuklu sanıklar ... ve ..."nın tahliye taleplerinin REDDİNE, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi