Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/612
Karar No: 2021/2883
Karar Tarihi: 10.11.2021

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/612 Esas 2021/2883 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/612 E.  ,  2021/2883 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.02.2014 gününde verilen dilekçe ile zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar vekili; davalı Hazine adına ihdasen oluşan 1167 parsel sayılı taşınmazın 1976 yılı arazi kadastrosunda dere yatağı olarak tapulama harici bırakıldığını, 2008 yılında yapılan imar uygulaması ile 1204 parsel numarasını alarak ham toprak vasfı ile davalı adına tescil edildiğini fakat davacıların zilyetliklerinde bulunduğunu, zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğunu belirterek davaya konu taşınmazın davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 1204 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali bilirkişi raporunda belirlenen paylar oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, harici satın alma, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK"nin 713/1, 996, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Dava; Türk Medeni Kanunun 713/1. maddesi gereğince açılmış olup, aynı Kanun"un 713/3. maddesi uyarınca bu nitelikteki davalarda husumetin Hazineye ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine birlikte yöneltilmesi gerekmektedir. Somut olayda dava, Hazine hasım gösterilerek açılmış olup, hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun hükümleri gereğince ilgili kamu tüzel kişiliği olarak davada yer alması gereken Fethiye Belediye Başkanlığı davada taraf olmamıştır. Taraf teşkilinin sağlanması dava koşulu olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esası hakkında karar verilemez.
    Kural olarak tescil harici bırakılan taşınmazlar devletin hüküm ve tasarruf altındaki yerlerden olup imar-ihya edilmeleri ve diğer koşulların gerçekleşmesi halinde zilyetlikle kazanılmaları mümkündür. Kazanma koşullarının varlığı halinde mülkiyet 713/5 maddesine göre geriye doğru olarak iktisap koşullarının gerçekleştiği anda tapuya tescile gerek kalmadan kazanılır.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın tespit dışı bırakılma nedeni ve tarihi Kadastro Müdürlüğü"nden usulüne uygun olarak araştırılmadığı, Türk Medeni Kanununun 713/4.maddesi uyarınca dava konusunun gazete ile bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en üç defa ilan edilmesi ve son ilandan başlayarak 3 aylık itiraz süresinin beklenilmesi gereğinin yerine getirilmediği, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
    Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, davacıya davasını Fethiye Belediye Başkanlığı"na da yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı, doğru sonuca ulaşılabilmesi için bundan sonra, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı getirtilip dosya arasına konulduktan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 ziraat mühendisi bilirkişi ve iki kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak keşifte, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden intikal ettiği ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazın tapu malikleri tarafından birlikte mi, yoksa ayrı ayrı mı kullanıldığı, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp hangi tarihte bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkiler giderilmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümlerinin toprak yapısını ve niteliğinin, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümleri üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmaz bölümleri imar-ihyaya konu edilmişse, imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını içeren ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişi kurulundan yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafı üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliğini, imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisinden, keşif ve uygulamayı denetlemeye olanak verir ayrıntılı rapor ve kroki alınmalı ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmelidir.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi hükmüne göre, zilyetliğin bu maddede belirtilen belgelerden biriyle ispatı yoluna gidilemeyen hallerde zilyedin aynı çalışma alanında kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçemez. Anılan maddenin kabul edilen ilk şekline göre sulu veya kuru toprak ayrımının 3083 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacağı kabul edilmişken, 3402 sayılı Yasanın 14.maddesinin 2.fıkrasının değişik son metnine göre “sulu veya kuru arazi ayrımı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır” denilmiştir. Sulu ve kuru toprak ayırımını düzenleyen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun tanımlar başlığını taşıyan 3. maddesi j bendinde sulu tarım arazisi “Tarımı yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler” şeklinde tanımlanmıştır.
    Yukarıda anılan kanun hükmüne göre taşınmazın sulu arazi olarak tanımlanabilmesi için sulanabilir nitelikte olmasının yeterli bulunduğu gözetilerek, taşınmazın sulu ya da kuru vasfının kesin olarak tespiti, sulu nitelikte olduğunun ve kazanma şartlarının oluştuğunun belirlenmesi halinde davacının 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesine göre kazanabileceği miktarın 40 dönümü aşamayacağının düşünülmesi gerekir.
    Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde açıklanan sınırlamaların gözönünde tutulması, TMK.nun 713/4 ve 5.fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen teknik bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal üç aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekir.
    Kabule göre de; tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin davalarda Hazinenin davada yer alması yasal hasım olmasından ileri gelmektedir. Bu tür davalarda davanın olumlu veya olumsuz sonuçlanması sonuca etkili olmayıp, tüm harç ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, eksik harcın davacıdan alınmasına ve davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Mahkemece, yukarıda açıklan hususlar üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi