
Esas No: 2017/5042
Karar No: 2019/1780
Karar Tarihi: 04.03.2019
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/5042 Esas 2019/1780 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 26/09/2017 tarih ve 2017/251-2017/490 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin ... Bankası Hakkari Şubesinde bulunan hesabından izni ve bilgisi dışında üç aylık tarihte toplam 80.677,00 TL"nin Necip Koç adlı kişinin ... Bank Hakkari Şubesinde bulunan hesabına EFT yapıldığını, müvekkilinin uğradığı zarardan davalı banka şubesinin sorumlu olduğunu ileri sürerek, 80.677,00 TL maddi zararın haksız fiilin işlendiği tarihten itibaren reeskont faiziyle birlikte ödemesine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili; talebin zamanaşımına uğradığı ve müvekkilinin kusurunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddi istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ve tüm dosya kapsamına göre; söz konusu EFT işleminin 2006 yılında yapıldığı, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde davasını açmış olması gerektiği, ancak davanın süresi içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacının mevduat alacağının izni ve bilgisi dışında çekilmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Dava 10.02.2015 tarihinde açılmıştır. Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 62’inci maddesi uyarınca, banka nezdindeki mevduat, hak sahibinin en son talebi, işlemi veyahut herhangi bir yazılı talimatı tarihinden başlayarak on yıllık zamanaşımına tabidir. Bu durumda, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi de gözönüne alınarak son işlem tarihine kadar on yıllık zamanaşımı süresinin bulunduğu gözetilmeksizin, haksız fiile dayanılarak bir yıllık zamanaşımından davanın reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.