Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/6419
Karar No: 2009/7889
Karar Tarihi: 06.07.2009

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/6419 Esas 2009/7889 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı, miras bırakanın minnet ve sevgi duygusuyla taşınmazlarının bir kısmını bağışladığını, akli melekelerinin yerinde olduğunu ve yapılan bağışların saklı payları aşmadığını iddia etmiştir. Mahkeme de bu savlara uyarak davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davada tenkis ve ehliyetsizlik hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteği bulunmaktadır. Bu nedenle, mahkemenin ehliyetsizlik konusunda yeterli araştırma yapmaması ve doktor raporları, hasta müşahede kayıtları, reçeteler gibi delilleri toplamaması yanlış olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, Medeni Kanun'un 9, 10 ve 15. maddeleri ile 409/2. maddesi hakkında detaylı bilgi verilmiştir. Karar bozulmuş ve yeniden incelenmesi kararı verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Medeni Kanunun 9. maddesi: Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir.
- Medeni Kanunun 10. maddesi: Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.
- Medeni Kanunun 13. maddesi: Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk yada bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden
1. Hukuk Dairesi         2009/6419 E.  ,  2009/7889 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 18/02/2009
    NUMARASI : 2007/25-2009/37

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
    Davacılar Y... ve E..., miras bırakan anneleri G...T...’in 21.12.2004 tarihinde vefat ettiğini, murisin 1887 ada 13 nolu parseldeki 1/4 payı ile 103 ada 12 nolu parseldeki 3 nolu bağımsız bölümün 1/2 payını davalıya bağışladığını, yapılan tasarrufların saklı paylarına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek, devirlerin iptali ile terekeye iadesine, iptal talebinin kabul edilmemesi halinde tenkis ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, birleşen dosya davacısı Y...H... ise, miras bırakan annesi G...’ın tasarruf tarihinde hukuki ehliyetinin olmadığını davalının hile ile bağış işlemini yaptığını saklı payına tecavüz edildiğini belirterek tapu kaydının iptali ile muris adına tesciline olmadığı takdirde tenkis oranında adına tescilini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, murisin minnet ve sevgi duygusu ile taşınmazlardaki paylarını davalıya bağışladığı, devir tarihlerinde akli melekelerinin yerinde olduğu, yapılan bağışlar nedeniyle saklı payların aşılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

    Dava, tenkis ve ehliyetsizlik hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.04.1990 gün ve 1990/1-152-1990/236 sayılı kararında da vurgulandığı üzere davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Bu durumda önem derecesine göre davada öncelikle ehliyetsizlik konusunda araştırma yapılması zorunludur.
    Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Medeni Kanunun “ fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir “ biçimindeki 9. maddesi hükmüyle hak elde edebilmesi, borç (yükümlülük) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlamış. 10. maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin ( reşit ) olmayı kabul ederek “ ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. “ hükmünü getirmiştir. “Ayırtım gücü “ eylem ve işlev ehliyeti olarak ta tarif edilerek aynı yasanın 13. maddesinde “ yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk yada bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.” denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler, söz konusu yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, Medeni Kanununun 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olması o işlemi geçerli kılmaz. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı 11.6.1941 tarih 4/21)
    Yukarıda sözü edilen ilkelerin ve yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında bir kimsenin ehliyetinin tesbitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar. Bu durumda, tarafların gösterecekleri, tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşahede kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi zorunludur. Bunun yanında, her ne kadar H.U.M.K.’nun 286 maddelerinde belirtildiği gibi bilirkişinin “rey ve mutaalası” hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
    Hele ayırt etme gücünün nispi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen Türk Medeni Kanununun 409/2 maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür.
    Somut olayda; miras bırakan Gülizar Tezel’in 1887 ada 13 nolu parseldeki 1/4 pay ile 103 ada 12 nolu parseldeki 3 nolu bağımsız bölümün 1/2 payını davalıya bağış yolu ile temlik ettiği kayden sabittir.
    Ne varki, mahkemece hukuki ehliyetsizlik iddiası konusunda yukarıda değinildiği üzere hükme elverişli olacak nitelikte bir araştırma yapılmış değildir.
    O halde, hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek önemine binaen öncelikle incelenmesi, tarafların bu yönde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, varsa miras bırakana ait sağlık kurulu raporları,hasta müşahade kayıtları,reçeteler vs. istenmesi, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, akit tarihinde miras bırakanın ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde tenkis iddiasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Tarafların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü, HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.07.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi