17. Hukuk Dairesi 2014/3936 E. , 2016/1316 K.
"İçtihat Metni"
....
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı .......Tic.Ltd.Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu iki aracın neden olduğu kaza sonucu, kaldırımda yürüyen davacının yaralandığını, sol ayağının iki parmağının kesildiğini, halen iyileşemediğini belirterek ıslahla birlikte yol ve tedavi giderleri olarak 5.049,80 TL, geçici işgöremezlik zararı olarak 13.803,51 TL, daimi işgöremezlik zararı olarak 103.453,66 TL olmak üzere toplam 122.306,97 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 20.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen davada, davalı ....nun sürücüsü olduğu aracın işleteni olan davalı şirkete asıl davadaki taleplerle husumet yöneltilmiştir.
../...
....
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının maddi tazminat davasının kabulü ile 5.049,80 TL tedavi gideri, 103.453,66 TL daimi iş gücü kaybı tazminatı, 13.803,51 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 122.306,97 TL"nin, davalı ... ile davalı ..."nin sorumluluğunun 10.000,00 TL için dava tarihinden, geriye kalan 112.306,97 TL için ıslah tarihi 13.11.2013"den itibaren işleyecek yasal faiz ve poliçe limitleri ile sınırlı olması kaydıyla, tüm asıl dava davalılarından ve birleşen dava davalısından olay tarihi 28.03.2009"dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat davasının kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi 28.03.2009"dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte asıl davanın davalıları ... ve ... ile birleşen dava davalısı ....Tic.Ltd.Şti."nden müteselsilen tahsili ile, davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı ....Tic.Ltd.Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalı .....Tic.Ltd.Şti. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı tarafça, davadan önce davalı ..."ye başvurulmamıştır. Bu halde, davalı ..., dava tarihinden itibaren temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak dava tarihinden itibaren faiz isteme hakkına sahiptir. O halde, dava edilen miktar ile ıslah edilen miktar yönünden faiz başlangıç tarihi konusunda ayrıma gidilmesi doğru değildir. Hüküm, davacı tarafça temyiz edilmemiştir.
../...
....
Bu durumda esasen bir davalının diğer davalı lehine verilmiş olan hükmü o davalı aleyhine temyiz etme hakkı yok ise de; davalıların sorumluluğu yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluk ve aralarındaki münasebetle ihtiyari dava arkadaşlığıdır. Müteselsil borçluluk niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan her birinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir borçluluk türü olup, borçlulardan birinin edimin tümünü ifa ederek alacaklıyı tatmin etmesi halinde, evvelce mevcut olmasa dahi ifayı gerçekleştiren borçlu ile diğer borçlular arasında bir hukuki ilişki doğacaktır. Alacaklıyı tatmin eden bir borçlu, kendisine isabet eden paydan daha fazla bir ödemede bulunduğu takdirde bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabilecektir. Bu durum bir borçlunun alacaklıyı tatmin etmesi halinde diğer borçlularında alacaklı karşısında alacaklının tatmin edilmesi ölçüsünde borçtan kurtulmalarının (BK 145/1md.) doğal bir sonucudur. Buna bağlı olarak yasa koyucu da alacaklıyı tatmin eden borçlunun kendi payından fazla ödemede bulunması durumunda bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabileceğini açıkça düzenlemiştir. (BK 146/1md.) Bu şekilde belirlenen hak o borçlunun rücu hakkıdır. Yasa koyucu kendi payından fazla ödemede bulunan bir borçluya tanıdığı rücu hakkını kuvvetlendirmek amacıyla (BK 146/1md) halefiyete de yer vermiştir. Açıklanan maddi hukuk hükümleri usul hukukunda dava olarak tezahür etmektedir. Müteselsil borçlular arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı nedeniyle hükmü temyiz etmeyenler hakkında lehe ya da aleyhe verilen kararın kesinleştiği düşünülebilirse de, kesinleşme sorumluluk davasına ilişkin olup, ardından görülecek rücu davası yönünden, yani borçlular arasındaki iç ilişki yönünden hüküm ifade etmez. Rücu davası dikkate alındığında temyiz eden davalı .... ...Tic.Ltd.Şti."nin diğer davalı ... hakkındaki hükmü temyizde hukuki yararı bulunduğu aşikardır.
Zira sorumluluk davasındaki karar kesin hüküm oluşturmaz ise de rücu davası yönünden sorumluluk davasının kararı güçlü delil oluşturmaktadır. Hakkında güçlü delil oluşan davalının rücu davası yönünden sorumluluk davası hükmünü diğer müteselsil borçlu aleyhine temyiz etmesinde hukuki yararı vardır. İhtiyari dava arkadaşlarının sonradan birbirlerine karşı açacakları rücu davasında, esas alınacak mahkeme kararı, ihtilaf henüz önünde iken doğru olarak oluşmalı ve mahkeme davalıların ne oranda sorumlu tutulup tutulmayacaklarını sorumluluk davası sırasında halletmelidir.
../...
....
Bu kabul tarzı rücu davasında haksız yere temyiz edenler aleyhine güçlü delil oluşturmaması yönünden doğru olduğu gibi, usul ekonomisi yönünden de tarafları tatmin edecektir. Temyiz etmeyen tarafların usulü müktesep hakları da mahkemece icrai nitelikte bir hüküm kurulmayacağı, bozma sonrası kararın gerekçesinde, haklarındaki karar temyiz edilmediğinden kesinleşen davalılarında sorumluluk derecesinin tespit edilmesiyle yetinileceği dikkate alındığında ihlal edilmemiş olacaktır. (....
Açıklanan nedenlerle, rücu davası ile borçlular arasındaki iç ilişki ve usul ekonomisi dikkate alındığında kararın temyizinde davalı .....Tic.Ltd.Şti."nin hukuki yararının bulunduğunun kabulü ile icrai nitelikte bir hüküm kurulmayarak, sadece, davalı ..."nin, hükmedilen maddi tazminatın tamamı yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olduğunun tespitine yönelik hüküm kurulması gerektiğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...Tic.Ltd.Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ....vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Ze......Tic.Ltd.Şti"ne geri verilmesine 08/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.