Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/6420
Karar No: 2009/7832

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/6420 Esas 2009/7832 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, mirasçılardan mal kaçırma amacıyla gerçekleştirilen bir satışın muvazaalı olduğuna karar vererek, tapu iptal ve tescil isteğini kabul etmiştir. Ancak Yargıtay, gerçek satın alma olgusunun bir delili olarak davalının temyiz itirazlarını kabul etmiş ve kararı bozmuştur. Muvazaanın, gerçek irade ve amacın tespitiyle ortaya çıkarılması gerektiği vurgulanmıştır. Kararda Borçlar Kanunu 213, Medeni Kanun 706 ve Tapu Kanunu 26. maddeleri açıklayıcı olarak yer almıştır.
1. Hukuk Dairesi         2009/6420 E.  ,  2009/7832 K.

    "İçtihat Metni"

     MAHKEMESİ : EDİRNE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 14/04/2008
    NUMARASI : 2004/305-2008/119

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, mirasbırakanları R...’ın maliki olduğu 39 parsel sayılı taşınmazı mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak, rayiç değerin çok altında bir bedelle davalıya satış suretiyle devrettiğini, murisin sağlığında çekişme konusu taşınmazı hataen davalıya devrettiği nedeniyle açtığı davanın murisin ölümü nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiğini, murisin gerçekte taşınmazı satmadığını, bakım yapılacağı zannıyla bağışladığını ileri sürerek, payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.  
    Davalı, taşınmazı muristen gerçek bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacılar N...ve S...’nın açtıkları davanın feragat nedeniyle reddine, davacı Ömrüye’nin açmış olduğu davanın takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına, diğer davacılar yönünden ise;  satış işleminin muvazaalı olduğu ve mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olarak yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi   raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.  
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, bir kısım davacılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden davacıların miras bırakanı R...’ın maliki olduğu 39 parsel sayılı taşınmazı 03.08.1998 tarihinde satış suretiyle davalıya devrettiği anlaşılmaktadır.
    Davacılar, miras bırakanın davalıya yapmış olduğu temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.  
    Hemen belirtmek gerekir ki;  bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; davalının miras bırakanın damadı, davacıların ise çocukları ve torunları olduğu, çekişme konusu taşınmazı miras bırakanın  03.08.1998 tarihinde resmi akitte 300.000.000.TL bedel gösterilmek suretiyle davalıya temlik ettiği, oysa gerçek değerin miras bırakanın sağlığında açmış olduğu ve ölümüyle açılmamış sayılmasına karar verilerek kesinleşen dava dosyasında 4.203.000.000.TL olarak belirlendiği, satıştan hemen sonra miras bırakanın banka hesabına 2.000.000.000.TL yatırıldığı ve anılan paranın tanıklarca davalı tarafından verilen para olduğunun belirtildiği, keza murisin bu yatan paranın faiziyle ihtiyaçlarını gidererek hayatını idame ettirmeye çalıştığı, öte yandan bir kısım mirasçıların davanın kabulünde menfaatleri olduğu halde, davalının gerçek satınalma savunmasını teyit eder şekilde beyanda bulundukları dosya kapsamı ile sabittir.
    Bununla birlikte, mirasçıdan mal kaçırma amacıyla kendisine temlik yapılan kişinin, temlik yapana karşı elatmanın önlenmesi davası açmasının hayatın olağan akışına aykırı düşeceği ve anılan bu hareket tarzının da gerçek satınalma olgusunun bir delili olarak düşülmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
    O halde, mahkemece belirlenen bu olgular, yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, miras bırakanın  amacının mirasçıdan mal kaçırmak olmadığının kabulü gerekir.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  6.7.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi