17. Hukuk Dairesi 2015/10702 E. , 2016/1308 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacı adına kayıtlı kaskolu aracın dava dışı sürücünün yönetiminde iken trafik kazası sonucu hasara uğradığını, kaza tespit tutanağının hatalı olduğunu, aracın hasar bedeli olan 28.033,63 TL"nin 07/02/2014 tarihinde sigorta şirketine ihtarname çekilerek talep edildiğini, sigorta şirketi tarafından taleplerine herhangi bir cevap verilmediğinden kaza sonucu kullanılmaz hale gelen söz konusu aracın bedeli olan 22.000,00 TL"nin kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; yetki itirazında bulunduklarını, hasarın oluş şekli ile ilgili olarak şüpheli durumlara rastlanılması ve hasarın oluş şekli ile araçtaki hasarın uyuşmaması sebebiyle hasar talebinin olumsuz olarak değerlendirildiğini, aracın tam hasara uğramış sayılması durumunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatının ödenmediğini, davacı tarafın talep etmiş olduğu hasar miktarının da son derece fahiş olup kabulünün mümkün olmadığını, olay tarihinden itibaren reeskont faizi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu olayın trafik kazası olarak değerlendirilemeyeceği, bu sebeple kusur dağılımının yapılamayacağının belirtildiği rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
../...
....
Sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında, gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyi niyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortasının teminat kapsamını belirleyen Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A/1 maddesine göre, gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, Kasko Sigortası Genel Şartları’nın B.1.5 maddesi uyarınca, rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanılırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer. (....sayılı ilamları)
Somut olayda, davalıya kasko sigortalı araç seyir halindeyken karşıdan gelen aracın uzun farlarını yakması nedeniyle yolu göremeyip yolun sağında bulunan kayaya çarpmasıyla kazanın meydana geldiği belirtilmiştir. Kaza tespit tutanağı, olay yeri fotoğrafı, aracın hasarlı fotoğrafları ve ekleri dosyada mevcuttur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda trafik kazası unsurlarından
../...
...
olan hareket ile netice arasında uygun nedensellik bağı bulunmadığı (illiyet bağı) ve taksirle işlenmediği için meydana gelen olayın trafik kazası olarak değerlendirilmeyeceği kanaati bildirilmiştir. Hasarın, iddia edilen yer, şekil ve zamanda meydana gelmediği, rizikonun teminat kapsamı dışında kaldığı hususunda ispat külfeti davalı ... şirketindedir.
O halde mahkemece, davalı ... şirketinin tüm delillerini ibraz olanağı sağlanıp, rizikonun meydana geliş biçimi ve teminat kapsamında olup olmadığı değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yalnızca bilirkişi raporundaki görüşe göre yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.