Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 724 parsel sayılı taşınmazın üçüncü kişiler adına tescilliyken 1978 yılında hükmen tapusunun iptal edilerek, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan tescil harici bırakıldığını, aradan geçen zaman içinde Kültür ve Turizm Çevre Düzeni İmar Planı içerisine alındığını ve ekonomik yarar sağlanmasının mümkün hale geldiğini ileri sürüp, 3402 Sayılı Yasanın 18 ve Türk Medeni Kanununun 999.maddeleri gereğince Hazine adına tescil isteğinde bulunmuştur.
Müdahil, çekişmeli taşınmazın 1930 yılında dava dışı kişi tarafından açılıp imar ve ihya edildiğini, kendisinin 1989 yılında üzerindeki zeytin ağaçlarıyla birlikte satın aldığını ve aralıksız-nizasız kullandığını, davacı idareye de satın alma yönünde talepte bulunduğunu belirtip, davaya müdahil olarak kabulünü istemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın Söke Asliye Hukuk Hakimliğinin 1975/330 esas, 1978/787 karar sayılı ilamıyla tescil harici bırakıldığı, müdahilin taşınmazı ecrimisil ödemek suretiyle kullandığı ve çekişmeli yerin devletin hüküm tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu bildiği, bu nitelikteki yerlerin zamanaşımı yoluyla kazanılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, müdahilin davasının reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve müdahil vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı Hazine, hasımsız olarak açtığı davada, 3402 Sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca çekişmeli taşınmazın adına tescilini istemiştir.
Davaya asli müdahil olarak katılan R... A... , zilyetlikle mülk edinme koşullarının lehine gerçekleştiğini ileri sürmüş, mahkemece Hazine tarafından açılan davanın kabulüne, müdahilin davasının reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti sırasında 424 sayılı parsel olarak tespit ve tescil edildiği, bilahare 17.02.1975 tarihinde açılan dava sonucunda, " o tarihte henüz devletin hüküm ve tasarrufu altında olma niteliğini yitirmediği, zeytin ağaçları yetiştirmek suretiyle imar ve ihyanın yeni başladığının bildirildiği gerekçesiyle, taşınmazın 11900 m2"lik kısmının tapusunun iptali ile tescil dışı bırakılmasına" dair verilen Söke Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.11.1978 tarih, 1975/330 esas, 1978/787 sayılı kararının 17.05.1979 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Müdahil, zilyetlik koşullarının kendi lehine oluştuğu ve önceki zilyedinden devraldığını belirterek, davaya katılma talebinde bulunmuştur.
Bilindiği üzere, bu savunmanın doğru olduğunun kanıtlanması durumunda, diğer bir deyişle, önceki zilyedinden devraldığının ve eklemeli zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğunun belirlenmesi halinde, 3402 Sayılı Yasanın 14, 17 maddeleri ile Türk Medeni Kanununun 713 ve 996.maddeleri hükümlerinin zilyet lehine yorumlanması ve uygulanması mümkün hale gelir ve zilyetlikle imar ve ihyayla mülk edinme koşullarının oluşması ile Türk Medeni Kanununun 713/5.maddesi gereğince mülkiyet kazanılmış olacağından Hazine tarafından açılan davanın reddi zorunlu olur.
Hal böyle olunca, taşınmazın bulunduğu yerde çevreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler ve tanıklar aracılığıyla keşif yapılması gerekirse, komşu kayıtlardan yararlanılması, böylece taşınmazın gerçek niteliğinin ve zilyetlik konusu olup olmadığının, olmuş ise müdahil yararına mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi, tüm bu bilgilerin gerek taşınmazın niteliği gerekse geometrik durumu itibariyle uzman ziraat mühendisi ve tapu fen memuru veya harita mühendisi sıfatını taşıyan bilirkişiler tarafından ayrı ayrı düzenlenecek rapor ve krokilere yansıtılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, keşif yapılmaksızın eksik soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Müdahilin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre hazinenin temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.07.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.