8. Hukuk Dairesi 2012/2350 E. , 2012/2845 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine ve Küre Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Borçka Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21.12.2010 gün ve 205/268 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde, 404 ve 405 sayılı parsellerde vekil edeninin malik sıfatı ile zilyet olduğunu, eşi ... Şirin’in yaklaşık yirmi yıl önce paylı mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlı bulunan parsellerden pay satın aldığını, taşınmazın üzerinde iki buçuk katlı bina yaptığını, vekil edeninin aynı zamanda eşinin eklemeli zilyetliğine dayandığını, tapu kaydında maliklerin kimliklerinin açıkça anlaşılamadığını, kendilerine ulaşma imkanının da olmadığını tapudaki paydaşların ölmüş olduklarını sandıklarını, sağ olan var ise de bilinmediğini açıklayarak, TMK.nun 713/2. fıkrası gereğince, 404 ve 405 nolu taşınmazların vekil edeni adına tapuya kayıt ve Tesciline, bu olmadığı takdirde ... Şirin’in tüm mirasçılarına miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi 21.12.2010 tarihli cevap dilekçesinde; davacı yararına kazanma koşullarının oluşmadığını, kesintisiz ve çekişmesiz zilyetliğinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... Tüzel Kişiliğini temsilen Köy Muhtarlığına dava dilekçesinin tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, " Davacı her ne kadar temliken tescil şartlarının olduğunu ileri sürmüş ise de açılan davanın olağanüstü zamanaşımına ve TMK.nun 713/2 . maddesine dayalı tescil davası olduğunu, davacının murisi ve eşi tarafından yirmi yıl önce kayıt maliklerinden pay satın aldığını, pay satın aldığı 1998 yılından dava tarihine kadar TMK.nun 713/2.maddesinde öngörülen yirmi yıllık sürenin dolmadığını, tapu kaydında maliklerin kim olduklarının açıkça anlaşıldığını, kayıt malikleri ile satış sözleşmesi yapıldığını, kayıt maliklerinin açık adreslerinin bilinmemesinin ya da onlardan haber alınmamasının TMK.nun 713/2. maddesindeki şartı oluşturamayacağını gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine" karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK.nun 713/2.maddesinde öngörülen hukuki sebeplere dayalı olarak açılan iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de davada taraf teşkilinin sağlanamadığı, belirlenmiştir.
Tapu iptali ve tescil davalarında kural olarak; dava kayıt malikine, kayıt malik ölü ise mirasçılarına yöneltilerek açılır. Dava dilekçesi, çok iyi yazılmamakla birlikte tapuda kayıtlı bulunan davacının murisi ... dışında ...,...,...,...,...,...,...,...ve yine ... isimli kişilerin kim olduklarının tapu kütüğünden anlaşılamadığı ve ölmüş olabileceklerini gerekçe göstererek iptal ve tescil isteğinde bulunduğu anlaşılmıştır. Kayıt maliklerinden hiçbirinin davada davalı gösterilmediği, isimlerinin dahi dava dilekçesinde yazılmadığı ve dava dilekçesinin hiçbir yerinde kayıt maliklerine ilişkin bir ibarenin bulunmadığı, belirlenmiştir. Davalı Hazine, TMK.nun 501. maddesi gereğince son mirasçı olarak TMK.nun 713/2.fıkrasında yazılı hukuki sebepler bakımından hasım olarak gösterilmesi mümkün ise de, kayıt maliki bulunmayan Küre Köyü Tüzel Kişiliğine davanın yöneltilmesi pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeni ile doğru olmadığı gibi köye karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmemesi de yerinde görülmemiştir. Ancak, davalı köy hükmü temyiz etmediğinden bu husus bozma sebebi yapılmamış hataya değinilmekle yetinilmiştir.
Davacı, üçüncü kişilere karşı dava açmış olup, eşi ve parsellerde pay sahibi miras bırakanı ...’in diğer paydaşlara ait taşınmazlar üzerindeki eklemeli zilyetliğine dayandığına ve ...’in 11.07.2001 tarihinde öldüğüne göre terekesinin elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğunun kabulü gerekir. Davacının tek başına üçüncü kişilere karşı terekeye dahil bir taşınmaz için dava açıp açmayacağının mahkemece değerlendirilmediği ve TMK.nun 701 ve 702. maddelerinin gözardı edildiği anlaşılmaktadır. Bu bakımdan mahkemece bu hususun gözönünde tutulması gerekmektedir.
TMK.nun 713/ 1 ve 2. fıkraları gereğince, açılan tescil, tapu iptali ve tescil davaları kamu düzeni ağırlıklı davalar olup bu tür davaların özellikleri gereği yargılama sırasında da taraf teşkilinin sağlanması mümkündür. Bu nedenle, 404 ve 405 sayılı parsellerde paydaş bulunan ...,...,...,...,...,...,...ve ..."a davanın yöneltilmesi, adı geçenlere ait veraset belgelerinin alınması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, pay maliklerinin ölü olduklarının anlaşılması halinde alınacak veraset belgelerine göre davanın mirasçılarına yöneltilmesi, davaya katıldıkları takdirde delillerini sunmaları için kendilerine süre ve imkan verilmesi, dava dilekçesi ile diğer tebliğ edilecek tüm belgelerin tebliği bakımından 7201 sayılı Tebliğat Kanunu hükümlerinin gözönünde bulundurulması, taraf teşkilinin böylece sağlanması ondan sonra işin esasına girilmesi, davacı tarafa hangi hukuki sebeplere dayandıklarının açıklattırılması, iddia ve savunma çereçevesinde toplanacak deliller gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan hiçbir delil toplanmadan davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Dava koşulu yani taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden gözönünde tutulur ve davanın başlangıcında bu hususlar aranır. Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 16.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.