22. Hukuk Dairesi 2016/10943 E. , 2016/15008 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, ücret ve ikramiye farkları alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin davalıya ait işyerinde kesintisiz çalıştığını, davalı işverenin iş sözleşmesinin devam ettiği bir tarihte müvekkili işçiyi resmi kayıtlarda işten çıkmış gibi gösterdiğini, daha sonra ise kayden yeniden işe girişinin yapıldığını, muvazaalı işe girdi çıktı işlemlerinde işverenin amacının işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesiyle verilen ücret zamlarından işçiyi mahrum etmek ve yeni bir sözleşmeyle işe başlamış gibi göstererek işçi ücretlerinin asgari ücret seviyesine düşürülmesi olduğunu, kanuna karşı hile olan bu işlem sonucunda müvekkilinin ücretinin işyerine yeni girmiş bir işçi gibi asgari ücret seviyesine indirildiğini, toplu iş sözleşmesiyle getirilen ücret zamlarından yararlandırılmadığı gibi ikramiye hakedişlerinin düşürüldüğünü, geçersiz sayılması gereken bu işlem nedeniyle doğan fark işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, fark aylık ücret ve fark ikramiye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle zamanaşımı def"ini ileri sürerek, davacı işçinin müvekkiline ait işyerinde çalışmasının aralıklı olduğunu, önceki dönem çalışması sonunda davacının serbest iradesiyle işverene dilekçe vererek iş sözleşmesini sonlandırdığını ve tüm haklarını alarak işvereni ibra ettiğini, daha sonra ise müracaatı üzerine tekrar işe başlatıldığını, davacı gibi diğer işçilere de işten ayrılışları sebebiyle ya ihbar sürelerinin kullandırıldığını ya da ihbar tazminatlarının ödendiğini, ayrıca kıdem tazminatlarının ve sair alacakların da eksiksiz olarak ödendiğini, taraflar arasında yapılan yeni sözleşme ve belirlenen yeni ücretten de sendikanın haberdar olduğunu, ne sendikanın ne de davacının ücrete herhangi bir itirazda bulunmadığını, davacının dava konusu alacaklara hak kazanmadığını, ayrıca davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairemizce, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı ve dava konusu alacakların belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri gerekçesiyle, hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekliliğiyle bozulmuştur. Bozma kararına direnilmesi ve direnme kararının temyiz edilmesi üzerine, yapılan temyiz incelemesi neticesinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.06.2015 tarihli kararıyla, Dairemizin bozma kararına uyulması gerekirken, direnme kararı verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, direnme kararının bozulmasından sonra devam eden yargılamada, bozmaya uyma kararı tesis edilerek, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, Dairemizin 04.03.2014 tarihli bozma kararında, davanın belirsiz alacak davası türünde açıldığı, ancak dava konusu alacakların gerçekte belirlenebilir alacaklar olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri gerekçesiyle, hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerektiği belirtilmiştir. Bozma kararına karşı verilen direnme kararının temyizi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.06.2015 tarihli kararıyla, Dairemizin bozma kararına uyulması gerekirken, direnilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, direnme kararı bozulmuştur. Direnme kararının bozulmasından sonra devam eden yargılamada, mahkemece, bozma kararına uyma kararı tesis edilmiş ise de, bozma kararına aykırı olacak şekilde, davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Bozma kararına uygun şekilde, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmelidir.
Yukarıda yazılı sebepten, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.