Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/5966
Karar No: 2009/7667

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/5966 Esas 2009/7667 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, davacının idarelerinin kayden paydaşı olduğu taşınmazdaki tuvaletleri davalı derneğin diğer davalıya kiralamak suretiyle tasarruf ettiği, davalıların kullanımlarının haklı bir nedene dayanmadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunduğunu belirtmiştir. Davalıların taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının olmadığı ancak, taşınmazdaki niza konusu yeri davalı derneğin, diğer davalıya kiraya vermek suretiyle kullandırdığı anlaşılmaktadır. Mahkeme, davacı idarenin verilen kesin süreye rağmen yapı bedeli depo etmediği, davalının kullanımının haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak yüksek mahkeme, davalı derneğin, taşınmazın önceki halinde mülkiyetten kaynaklanan veya kişisel bir hakkının bulunmadığı gözetildiğinde, muhdesattan kaynaklanan kaim bedele müstehak olamayacağı, başka bir deyişle davalılara kaim bedel ödenmeksizin davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararı bozmuştur. Kanun maddeleri ise; M.K.nun 684. maddesi, 6785 sayılı yasanın 42/c maddesi, 3194 sayılı imar yasasının 18. maddesi ve 2981 Sayılı Yasanın 3290 sayılı yasa ile değişik 10/c
1. Hukuk Dairesi         2009/5966 E.  ,  2009/7667 K.

    "İçtihat Metni"

     MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 25/12/2007
    NUMARASI : 2006/75-2007/503

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, idarelerinin kayden paydaşı olduğu 19985 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki tuvaletleri davalı derneğin diğer davalıya kiralamak suretiyle tasarruf ettiği, davalıların kullanımlarının haklı bir  nedene dayanmadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı Dernek, yaptırmış oldukları  tuvaletlerin imar uygulaması sonucu davacı idarenin paydaşı olduğu 19985 ada 1 nolu parsel içerisinde kaldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı G... davaya konu edilen tuvaletleri davalı dernekten kiraladığını, kiracı sıfatıyla kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davalıya ait yapının imar uygulaması sonucu 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı, davacı idarenin verilen kesin süreye rağmen yapı bedeli depo etmediği, davalının kullanımının haklı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar  verilmiştir.
    Karar, davacı idare vekili ve davalı dernek vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
     
                                                                                                                                -KARAR-
     
    Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar  verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 19985 ada 1 sayılı parsele imar şuyulandırması sonucu davacı idarenin, dava dışı paydaşlarla birlikte malik olduğu, elatılan yerinde bu parsel kapsamında bulunduğu, davalıların taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının olmadığı ancak, taşınmazdaki niza konusu yeri davalı derneğin, diğer davalıya kiraya vermek suretiyle kullandırdığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 684. maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Ne varki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı imar yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı,  üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı  sağlanmıştır.
    Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır. 
     298l Sayılı Yasanın 3290 Sayılı Yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.
    Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur. 
    Somut olaya gelince; davacının paydaşı bulunduğu, çekişmeli 19985 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, öncesini oluşturan 8784 ada 1 sayılı parselin de imar parseli olduğu, niza konusu yerin bilirkişi raporunda belirtildiği üzere 8784 ada 1 sayılı imar parseli dışında, kadastro harici boşluk alanda iken 2. imarla oluşan ve davacıya özgülenen 19985 ada 1 sayılı imar parseli çapı içine alındığı sabittir.
    Öyle ise; bu olgular yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, davalı derneğin, taşınmazın önceki halinde mülkiyetten kaynaklanan veya kişisel bir hakkının bulunmadığı gözetildiğinde, muhdesattan kaynaklanan kaim bedele müstehak olamayacağı, başka bir deyişle davalılara kaim bedel ödenmeksizin davanın kabulüne karar  verilmesi gerektiği açıktır.
    Ne varki, mahkemece anılan ilkeler gözardı edilerek verilen sürede kaim bedel ödenmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar  verilmiş olması doğru değildir. O halde, davalıların tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
    Davacı idarenin, temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  1.7.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi