Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/4238
Karar No: 2009/7665

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/4238 Esas 2009/7665 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalılar, üzerinde bulundukları taşınmazın imar uygulaması sonucu başka bir parselde paydaş kılındığını ve dava konusu taşınmazın sınırları içinde kayıtlı olmadığını iddia etmişlerdir. Mahkeme, bir bilirkişi raporu sonucunda davalıların taşınmaz üzerinde kaldığını belirlemiştir. Buna göre, tapu kaydında belirtilen kadastro parsellerinde davalıların herhangi bir haklarının bulunmadığı sabittir. Mahkeme, davalılara ait yapının davacıya ait taşınmaz üzerinde kaldığının belirlenmesi nedeniyle, davalıların, dava konusu taşınmaza elatmasının önlenmesine, muhdesatın yıkımına ve 75.946 TL bedelin ödenmesine karar vermiştir. Ancak, bilirkişi raporunda yer almamasına rağmen, davalılara ait muhdesatın oturduğu alanın öncesinde davalıların paydaşı olduğu kadastro parseli olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, yıkım kararı verilmesi doğru değildir. Hüküm, eksik incelemeye dayalı olarak verildiği için bozulmuştur. 3194 Sayılı İmar Kanunu, 2981 Sayılı Yasanın 3290 Sayılı Yasa ile değişik 10/c maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2009/4238 E.  ,  2009/7665 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
    TARİHİ : 04/12/2007
    NUMARASI : 2006/499-2007/486

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, üzerinde muhdesat bulunan 4320 ada 4 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucu 17053 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olarak Mazbut Vakıflar ile Vakıflar Genel Müdürlüğü adına hisseli olarak tescil edildiğini, enkaz  bedelinin ödenmesini davalıların kabul etmediklerini, taşınmazı kullanmaya devam ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve muhdesat bedelinin 27.143.70.-YTL olduğunun tespiti isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, eski 4317 ada 26 parsel sayılı taşınmazın maliki iken, imar  uygulaması sonucu hiç ilgisi ve alakası olmayan başka bir parselde paydaş kılındığını, idare mahkemesinde açtığı dava sonucu imar uygulama işleminin iptal edildiğini, uygulama imar planı ve bu plana bağlı olarak yapılan parselasyon planının iptali ile birlikte davacıya verilen imar tapularının dayanaksız kaldığını, hukuki kıymetini yitirdiğini belirterek, davanın reddini savunmuş, diğer davalı H... S... davaya yanıt vermemiştir.
    Mahkemece, davalılara ait yapının 3194 Sayılı Yasanın 18. Maddesi uygulaması sonucu davacıya ait taşınmaz üzerinde kaldığının belirlendiği gerekçesiyle, davalıların, dava konusu 17053 ada 1 parsel sayılı taşınmaza elatmasının ölenmesine, 13 kapı nolu bina ve muhdesatın yıkımına karar kesinleştiğinde depo edilen 75.946.00.-YTL"nın davalılara ödenmesine karar  verilmiştir.
    Karar, davacı Vakıflar İdaresi vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
     
                                                                                                                                    -KARAR-
     
    Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi, yıkım ve muhdesat bedelinin tespiti isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, tespit edilen muhdesat bedelinin ödenmesi koşuluyla elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar  verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, çekişme konusu 17053 ada 1 sayılı imar parselinde, davacının dava dışı paydaşlarla birlikte kayden paydaş olduğu, mahkemece, yapılan keşfe dayalı olarak düzenlenen bilirkişi krokisinde 13 kapı nolu davalılara ait muhdesatın (A) harfi ile gösterilen bölümünün çekişme konusu taşınmazın sınırları içerisinde bulunduğu, (B) harfi ile gösterilen bölümünün ise imar yolunda kaldığı, davalıların bu parsel bütününde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının olmadığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; Yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 684. maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Ne varki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı imar yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı,  üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı  sağlanmıştır.
    Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır. 
     298l Sayılı Yasanın 3290 Sayılı Yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.
    Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur.
    Somut olaya gelince; çekişme konusu 17053 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, hangi kadastro parsellerinin şuyulandırılması sonucu oluştuğu tapu kaydında belirtilmiş olup, zikredilen kadastro parsellerinin hiçbirinde davalıların, gerek mülkiyetten kaynaklanan, gerekse herhangi bir kişisel haklarının bulunmadığı kayden sabittir.
    Böylesi bir durumda ise, yukarıda belirtilen ilkeler gözetildiğinde davalıların muhdesattan kaynaklanan kaim bedele hak kazanamayacakları, başka bir deyişle, kendilerine kaim bedel ödenmeksizin davanın kabulüne karar  verilmesi gerektiği açıktır.
    Oysa, tapu kaydında yer verilmemekle beraber, davalılara ait 13 kapı nolu binanın (muhdesatın) oturduğu alanın, öncesinde davalıların paydaşı olduğu 4317 ada 26 parsel sayılı kadastro parseli olduğu elde edilen bilirkişi raporunda ekli krokide gösterilmiş ancak, bu konuya rapor muhteviyatında yer  verilmemiştir.
    Bu durum karşısında, anılan mübayenetin giderilmeden yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olmasının doğru olduğu söyelenemeyeceği gibi, çekişmeli parsel ve istek  kapsamında kalmayan, bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen muhdesat bölümü bakımından da yıkım kararı verilmiş olması doğru değildir.
    O halde, yukarıda açıklandığı üzere, gerekli araştırmanın yapılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı olduğu üzere karar  verlimş olması doğru değildir. Davacı idarenin, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  1.7.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi