9. Hukuk Dairesi 2008/21791 E. , 2010/8787 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA :Davacı, kıdem, ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar
Verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili müvekkilinin uzun yıllar davalı işyerinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin 22.05.2006 tarihinde asılsız ve mesnetsiz iddialar ile feshedildiğini, davalının fesih bildiriminde gösterdiği gerekçelerin bir çoğunun asılsız ve mesnetsiz olduğunu, kıdem ve ihbar tazminatı ödenmeyen müvekkilinin mağdur olduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili, davacının 30.03.1988 tarihinden itibaren müvekkili şirketin Genel Hizmetler servisinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, daha önce iki kez görev yerini izinsiz terketme ve fabrika kurallarına uymaması nedeniyle sözlü, bir kez de yükleme yapan araçları kontrol etmemesi nedeniyle yazılı uyarı aldığını, davacının güvenlik görevlisi olarak çalışmasına ve kendisine yapılan tüm uyarılara rağmen gerekli özen ve dikkati göstermediğini, 11.05.2006 tarihinde 22.45 – 06.45 vardiyasında sorumlu olduğu 5 nolu kapı nöbetinde nöbet yerinde olması gerekirken bir araç içinde uyuduğunun grup şefi ... tarafından tespit edildiğini, davacının savunmasında uyuduğunun kendisi tarafından açıkça belirtildiğini, 4857 SY gereği iş akdinin haklı sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece “Davacının iş akdini feshe yetkili makam İnsan Kaynakları Koordinatörlüğüdür. Davacı ile ilgili evrakın 17.05.2006 tarihinde İnsan Kaynakları Koordinatörlüğüne intikal ettirildiği, ve iş akdinin bu kişi tarafından 22.05.2006 tarihinde 6 günlük yasal süre içinde gerçekleştirildiği, Davacı güvenlik görevlisidir. Nöbette uyuması işyerini risk altında bırakmaktadır. Üstelik orada sevkiyata hazır, anahtarları üzerinde araçlar bulunduğu ve bu nedenle oradaki nöbetin daha fazla önem arzettiği beyan edilmiştir.
Davacının bu davranışı sadakat borcuna aykırı olup, işverene tazminatsız fesih hakkı verecektir.” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar Davacı tarafça temyiz edilmiştir. İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
Davacının daha önceki yıllarda değişik sebeplerle iki kez sözlü uyarı ve bir kez de yazılı ihtar aldığı ve feshe neden olayda uyurken yakalandığı dairemizce de kabul edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
Ancak somut olayda; 18 yıllık çalışan bir işçinin, daha önce hiç uyumaktan ceza almadığı gözönünde bulundurulduğunda, bir defaya mahsus uyuması sebebi ile iş sözleşmesinin tazminatsız feshi ölçülülük ilkesine aykırıdır. Ücret kesimi veya yer değiştirme gibi bir ceza verilmesi veya geçerli sebep kabul edilerek tazminatlı fesih yolu daha adil bir sonuç doğuracaktır. Bu nedenle dava konusu isteklerin kabul edilmesi gerekirken reddine hüküm kurulması hatalı olup, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.