8. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/6634 Karar No: 2012/2820 Karar Tarihi: 16.04.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/6634 Esas 2012/2820 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2011/6634 E. , 2012/2820 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine, DSİ Genel Müdürlüğü, Esendik Köyü Tüzel Kişiliği ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Malkara Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.05.2010 gün ve 399/190 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar Hazine temsilcisi ile DSİ vekili taraflarından istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde mevki ve sınırları gösterilen, 336 ve 447 parsellerin kuzeydoğu sınırında bulunan taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakıldığını ve 1965’li yıllarda derenin yatak değiştirmesi neticesinde ortaya çıktığını, 50 yıldan fazla süre ekilip biçilmek suretiyle tarım arazisi olarak tasarruf edildiğini açıklayarak vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, taşınmazın dere yatağı niteliğinde olup zilyetlikle kazanılamayacağını, davalı ... vekili, kazanma süresi ve koşullarının davacı lehine gerçekleşmediğini, taşınmazın aktif dere yatağında ve taşkın sahasında bulunduğunu davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı ... Köyü ve ... yargılama oturumlarında temsil olunmamıştır. Mahkemece, davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen 4372.02 m2 yerin davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine temsilcisi ile DSİ Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmaz, 1977 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında kumsal niteliğinde tespit dışı bırakılmıştır. Tescil konusu taşınmazın Kocadere’nin eski yatağı olduğu kadastro paftasındaki bilgiler ve teknik ve jeolog bilirkişi raporlarındaki açıklamalardan anlaşılmaktadır. Bu tür yerler, kural olarak Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup çayın aktif yatağı ve etkisi altından kurtulduğu tarihten itibaren kanunda belirtilen diğer kazanma koşullarının oluşması halinde kazanılması mümkün olabilir. Somut olayda, jeolog bilirkişi, taşınmazın Kocadere’nin taşkın riski altında bulunduğunu, dere ve benzeri akarsulara yakın bütün taşınmazlar için aynı riskin söz konusu olduğunu, bu durumun taşınmazın taşkın sahada kaldığı anlamına gelmeyeceğini bildirmiştir. DSİ.nin 22.12.2008 tarihli karşılık yazısında ise, Kocadere’nin taşkın sahasında bulunduğu, son olarak 2007 yılının Mart ve Kasım aylarında taşkına maruz kaldığı açıklanmıştır. Bu açıklamalara göre, dava konusu yerin Kocadere’nin taşkın sahasından kurtulması için herhangi bir ıslah ve sedde çalışması yapılmadığı, halen derenin taşkın sahası ve etki alanından kurtulmadığı anlaşılmaktadır. Taşınmaz dere sularının etkisi altında olması nedeniyle, TMK.nun 715.maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla tapuya tescili mümkün olamaz. Belirlenen bu nitelik gözönünde tutularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davalı Hazine temsilcisi ile DSİ Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.