2. Ceza Dairesi Esas No: 2010/16252 Karar No: 2012/6961 Karar Tarihi: 21.03.2012
Konut dokunulmazlığını bozmak - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2010/16252 Esas 2012/6961 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın akıl hastalığı sebebiyle suçunun ne kadar farkında olduğunu anlamak için Adli Tıp Kurumu veya Tıp Fakültesi bölümlerinden konu ile ilgili uzman bir bilirkişiden görüş alınması gerektiğine karar vermiş. Ancak bu adım atılmadan eksik kovuşturma sonucunda hüküm kurulmuş. Bu sebeple, hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 32/1 ve 32. maddeleridir. 32/1 maddesi akıl hastalığı sebebiyle suçun farkında olunmadığında cezai sorumluluğun ortadan kalkacağını belirtirken, 32. maddesi Adli Tıp Kurumu veya Tıp Fakültesi bölümlerinden konu ile ilgili uzman bir bilirkişiden görüş alınmasını zorunlu kılmaktadır.
2. Ceza Dairesi 2010/16252 E. , 2012/6961 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 2 - 2008/198286 MAHKEMESİ : Demirci Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 22/07/2008 NUMARASI : 2008/44 (E) ve 2008/127 (K) SUÇ : Konut dokunulmazlığını bozmak
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 09.10.2006 tarihli heyet raporuna göre; sanığın I0 düzeyinin 68 olup, hafif zeka geriliği teşhisi konulduğu ve 06.10.2006 tarihinde işlediği iddia olunan “geceleyin konut dokunulmazlığını bozmak” suçuna karşı işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilir ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltan veya ortadan kaldıran akıl hastalığının bulunmadığı, ceza ehliyetinin tam olduğunun bildirildiği, dosyaya hükümden sonra sunulan, Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanlığının hasta çıkış belgeleri ve Salihli Devlet Hastanesi özürlü sağlık kurulu raporu ile Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 22.03.2007 tarihli heyet raporuna göre sanık hakkında mental retardasyon (zihinsel yetersizlik) tanısı konulduğu, bu nedenle işlediği “çocuğun cinsel istismarı” suçuna karşı, akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını tam olarak algılayamadığı, 5237 sayılı TCK.nun 32/1.maddesi kapsamında olduğunun bildirilmesi karşısında, suç tarihinde sanığın şuurunun veya hareket serbestisini tamamen veya kısmen kaldıracak surette akıl hastalığının olup olmadığı, dolayısıyla hakkında 5237 sayılı TCK.nun 32. maddesinin tatbikinin gerekip gerekmeyeceği hususunda Adli Tıp Kurumundan veya Üniversitelerin Tıp Fakültesi bölümlerinden konu ile ilgili uzman bilirkişiden görüş alınıp, raporlar arasındaki çelişki giderilerek, gelecek düşünce yazısına göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 21.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.