6. Ceza Dairesi 2019/1375 E. , 2019/3117 K.
"İçtihat Metni"Yağma suçundan şüpheli ...hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 07/11/2018 tarihli ve 2018/107803 soruşturma, 2018/54340 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 09/01/2019 tarihli ve 2019/201 Değişik İş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 01/04/2019 günlü, 94660652-105-34-2590-2019- Kyb sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/04/2019 gün ve 2019/36856 sayılı ihbar yazısı ile dosya Dairemize gönderilmekle incelendi:
Anılan Yazıda;
(5271 sayılı Kanunun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet Savcısının 5271 sayılı Kanunun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, müştekinin aralarındaki alacak-verecek ilişkisi nedeniyle şüpheliye senet verdiği ve söz konusu senetleri ödediği ancak şüphelinin yanında bulunan diğer kişiler ..., ... ve Avukat ... ile birlikte müştekinin iş yerine giderek borcun bitmediğinden bahisle önceki senetleri iade etmeksizin müştekiden zor kullanmak suretiyle protokol yapıp yeniden senet aldığı ve anılan senetleri icra takibine konu ettiğinin iddia edildiği somut olayda, şüphelinin kolluk tarafından 22/05/2018 tarihinde alınan ifadesindeki beyanında, müştekiye bölüm bölüm çalıştırması ve tarafına kâr payı vermesi için elden yüklü miktarda borç para verdiğini, karşılığında protokol ve senetleri aldığını dile getirdiği, söz konusu ifadeye göre borç veren kişinin ve alacaklının şüpheli olduğu fakat 12/06/2014 tarihli borç tasfiye protokolünde alacaklı olarak şüphelinin yanında ... ve ..."ün de isim ve imzalarının bulunduğu, yine dosya içerisinde suretleri bulunan 20/06/2014 tanzim tarihli senetlerin lehtarının ... olduğu, müştekinin ise ... ve ... ile arasında hukukî ilişkinin bulunduğuna dair herhangi bir bilgi ve belgenin dosya kapsamında bulunmadığının anlaşılması karşısında, 12/06/2014 tarihli borç tasfiye protokolünde alacaklı olarak isim ve imzası bulunan ... ve ... ile anılan protokolün imzalandığı esnada iş yerinde bulunduğu iddia olunan Avukat ..."in ifadelerine başvurulması sonrasında hukukî durumun tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturma ve değerlendirmeye dayalı verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik yapılan itirazın belirtilen gerekçelerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması) Dairemizden istenilmiştir.
TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı ve dosya incelendiğinde;
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 07/11/2018 tarihli ve 2018/107803 soruşturma, 2018/54340 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ile; “Müşteki ..."in protokol ve senetleri 2014 yılında imzaladığı ancak 3 yıldan uzun süre şikayette bulunmadığı, birden fazla senetler imzalayarak verdiğinin anlaşıldığı, taraflar arasında para ve borç alışverişi olduğunun ve bu nedenle senet verdiğinin anlaşıldığı, bu iddia ile müracaatta bulunan şikayetçinin, sunduğu deliller ile anlatımından, şikayete konu olay ve fiillerin, Hukuki Mahiyette ihtilaf niteliği taşıdığı anlaşılmıştır.” denilerek şüpheli ...hakkında takipsizlik kararı verildiği, müşteki ... tarafından 19/12/2018 günlü dilekçe ile sözkonusu kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edildiği halde kanun yararına bozma istemine konu Bakırköy 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin 09/01/2019 tarihli ve 2019/201 Değişik İş sayılı kararında; “Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 07.11.2018 tarih 2018/107803 soruşturma, 2018/54340 karar sayılı Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına müşteki vekili Av. ...dilekçe ile itiraz etmiş olmakla” denilip, anılan takipsizlik kararının gerekçesine göre verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle itirazın reddine ilişkin karar verildiği, 07/11/2018 tarihli takipsizlik ve bu karara itirazın reddine dair 09/01/2019 tarihli kararların şüpheli ...hakkında olup bir başka şahıs ve/veya şahısları kapsamadığı,
Dosyada bulunan nüfus kaydına göre ise şüpheli ...’ın 01/10/2018 tarihinde vefat ettiğinin 07/11/2018 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair karardan önce nüfus kaydından izlenebildiği dikkate alınıp, bu husus ile ileri sürülen iddiaların tamamına göre bir değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup kanun yararına bozma istemi bu sebeple yerinde görüldüğünden kabulü ile, Bakırköy 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 09.01.2019 tarihli ve 2019/201 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, sonraki işlemlerin yerinde tamamlanmasına, 14.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.