10. Hukuk Dairesi 2016/2172 E. , 2016/6664 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyarak davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Eldeki dosyada, davacı 01.07.1995-15.01.2007 tarihleri arasında askerlik süresi olan 29.11.1999-27.05.2001 tarihleri hariç olmak üzere hizmetlerinin tespiti istemli açmış olduğu davada mahkemece, davanın subut bulmadığından reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, verilen ilk hüküm ‘…Davacı, davalıya ait tüp bayiisi olan işyerinde 01.07.1995–29.11.1999 ve 27.05.2001-15.01.2007 tarihleri arasındaki servis elemanı olarak geçen çalışmalarının tespitini istemiştir. İnceleme konusu davada, Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir. Dosyamız içerisinde yer alan davacının işçi
alacaklarına ilişkin...kemesinin kararının Yargıtay.... Hukuk Dairesinin 2012/25652 E. 2012/31835 K. Sayılı ilamıyla onandığı, buna göre, 01.07.1995-29.11.1999 ve 01.07.2001-15.01.2007 tarihleri arasında hizmet akdi ile çalışmış olduğu göz önüne alınarak Kurumun taraf olmadığı işçilik alacaklarına ilişkin dava sonucunda verilen kararların da hizmet tespitine ilişkin davalarda kesin hüküm niteliğinde olmamakla birlikte, güçlü delil niteliği taşıdığı, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, 1096417 sicil nolu işyerinden uyuşmazlık konusu tarihleri içerir dönemsel sigorta primleri bordroları Kurumdan getirtilmeli, anılan bordrolarda bildirimleri yapılan sigortalıların hizmet cetvelleri getirtilerek bilgi ve görgüsüne başvurulmalı, davacının çalışmasını bilebilecek durumda bordro tanıklarına veya tüm aramalara karşın sigortalılara ulaşılamadığı takdirde aynı çevrede faaliyet yürüten daha önce dinlenenler dışında işverenler tanık sıfatıyla dinlenilmeli, varsa tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, çalışma kesintili gerçekleşmiş ise hak düşürücü süre yönünden irdeleme yapılmalı, davacı vekilinin bahsettiği 33 RV 413 plakalı araçla ilgili olarak düzenlenmiş trafik ceza tutanakları ile araca ait trafik kayıtları ilgili idari birimden celp edilmeli toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır…’ görüş ve düşüncesiyle bozulmuş olup, Mahkemece, Dairemizin 2014/15803 Esas, 2014/21872 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karşın bozma gereği yerine getirilmediğinden, inceleme hüküm kurmaya elverişli bulunmamıştır.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler, açıklamalar ve bozma ilamımız ışığında dava değerlendirildiğinde mahkemece; işçi alacağı dosyası gözetilmeli, kesinleşen işçi alacaklarına ilişkin dava sonucunda verilen kararların da hizmet tespitine ilişkin davalarda kesin hüküm niteliğinde olmamakla birlikte, güçlü delil niteliği taşıdığı göz önüne alınarak hizmet tespiti bakımından yukarıdaki yönteme uygun olarak inceleme yapılmalı ve toplanan kanıtlardan elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Söz konusu ilam gerekleri yerine getirilmeksizin ve yukarıda yer alan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.