BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/527 Esas 2019/1199 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2019/527
Karar No: 2019/1199
Karar Tarihi: 25.11.2019

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/527 Esas 2019/1199 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/527 Esas
KARAR NO : 2019/1199

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/08/2019
KARAR TARİHİ : 25/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Tic A.Ş tarafından davalıya verilen 20/04/2018 vade tarihli 75.000 TL bedelli bonoda kefil olarak imzası bulunan müvekkili aleyhinde bu bonoya istinaden davalı tarafça ... 18. İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, ödeme emrinin tarafına usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğini, ancak senet asıl borçlusunun 24/04/2018 tarihinde senet borcunu banka kanalı ile davalıya ödediğini, diğer borçlu firma tarafından 75.000 TL'lik senetten kalan bakiye 60.000 TL'nin ödendiğini, bu nedenle de davalıya bir borçlarının olmadığını beyan ile öncelikle icra müdürlüğüne yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini ve nihayetinden davalı alacaklıdan borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, icra takibindeki ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davacının beyanındaki ödemenin borçlunun başka borçlarına istinaden yapıldığını, yapılan bir kısım ödemelerin mahsubundan sonra müvekkilinin 60.500 TL alacaklı olduğunu, davacının kefili olduğu bononun ise vadesi gelmesine rağmen ödenmediğini, bu nedenle de icra takibine geçmekte haklı olduklarını beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, icra takibine konu edilen kıymetli evraktan ötürü borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
1.1.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 3/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu icra takibine konu edilen kıymetli evraktan ötürü borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olan, yani konusunu bir miktar paranın oluşturduğu talepler hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Dava, menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davalarının konusu belli bir paranın ödenmemesine ilişkindir. Belirli bir paranın "ödenmemesi", ödenmesini de kapsar. Nitekim doktrinde belirtildiği üzere menfi tespit davalarında davacı borçlu olmadığının tespitini talep etmesine rağmen davanın konusu maddi anlamda bir alacağa ilişkin olduğundan alacak davalarında olduğu gibi ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir. Esasında ispat yükü yer değiştirmemekte tarafların sıfatı nedeniyle ispat yükü davalı alacaklıda üzerindedir. Dolayısıyla menfi tespit davalarının da konusu belli bir paranın ödenmesine ilişkin alacak davası niteliğinde olduğundan TTK m.5/A'da düzenlenen dava şartı olan zorunlu arabulucuk müessesine tabi olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde, davanın menfi tespit davası olduğu, menfi tespit davasının konusunun belirli bir paranın ödenmesine ilişkin olduğu, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
1-Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL ret harcından peşin alınan 1.033,19 TL harcın mahsubu ile arta kalan 988,79 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret tarifesi m.7/1 hükmü gereğince ön inceleme tutanağı imzalanmadan karar verildiğinden yarısı olan 1.362,50 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair;tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2019

Katip ... Hakim ...
¸ ¸