Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, tehdit suçunun, TCK 86/3-a kapsamında yaralama suçuyla birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı belirlenerek dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5271 sayılı CMK"nın 223. maddesinde sayılan hükümlerden olmadığı, CMK"nın 231/8. maddesinde değişiklik getiren ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına bir kez karar verileceğine ilişkin düzenlemenin, suç tarihinden sonra yürürlüğe girmesi dikkate alındığında, yetersiz gerekçeyle sanık hakkında CMK"nın 231/6. maddesinin uygulanmaması, 2-Hapis veya adli para cezası şeklinde seçenekli yaptırım içeren kasten yaralama suçu açısından, hangi hukuksal gerekçelerle hapis cezasının tercih edildiğinin denetime olanak sağlayacak şekilde hükmün gerekçesinde açıklanmaması, 3-Sanığın, evde bulunmadığı sırada annesi olan müştekinin, eşi ile tartıştığını öğrenmesi üzerine öfke ile suça konu eylemleri gerçekleştirdiğinin beyan etmesi karşısında, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak sonucuna göre TCK"nın 29. maddesindeki haksız tahrik hükmünün uygulanma olanağının tartışılmaması, 4-Anayasa Mahkemesi"nin karar tarihinden sonra 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.