Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/5602
Karar No: 2009/7492

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/5602 Esas 2009/7492 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, bir taşınmazın maliki olduğunu ve davalı V.i’nin bu taşınmazın ilk maliklerinden olduğunu ve satın almak istediğini söylemesi üzerine anılan taşınmazdaki zemin ve 1.katına isabet eden 2/4 payını sattığını ancak davalının bakiye satış bedelini ödemediği için tapuda temlik etmediğini ileri sürmüştür. Davacı, davalıların hisselerinden fazla yer kullandıklarını iddia ederek, davacının hissesine vaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, davacının iddiasının kısmen kabulüne karar vererek, dava konusu taşınmazda davacının hissesine vaki davalıların elatmalarının önlenmesine ve ecrimisil bedelinin davalılardan tahsiline karar vermiştir. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Ancak, paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yurdumuzda izinsiz, tapuda kayıtlı olmayan büyük yerleşim alanları oluştuğundan, paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine yapıların yapıldığı bir gerçek vardır. Bu nedenle, payda
1. Hukuk Dairesi         2009/5602 E.  ,  2009/7492 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ADALAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 04/06/2008
    NUMARASI : 2007/54-2008/58
    DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL  

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalı V.i’nin anılan taşınmazın ilk maliklerinden  olduğunu ve satın almak istediğini söylemesi üzerine harici protokol senedi ile taşınmazdaki zemin ve 1.katına isabet eden 2/4 payı sattığını, ancak davalının bakiye satış bedelini ödemediği için tapuda temlik etmediğini, sonradan ısrarları üzerine zemin kata isabet eden 1/4 payı isteği doğrultusunda  kızı olan diğer davalı Elif’e temlik ettiğini, davalıların hem zemin hemde 1.katı kullanarak hissesinden fazla yer kullandığını ileri sürerek, davacının hissesine vaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacı iddiası kısmen sabit görülerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi   raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.  
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava konusu 1 parsel sayılı taşınmazda davacının hissesine vaki davalıların elatmalarının önlenmesine ve 11.025.-TL ecrimisilin davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının üzerinde korunması gerekli yapı bulunan 1 parsel sayılı taşınmazda davacının 3/4, davalı Elif’in 1/4 oranında paydaş oldukları, diğer davalının Elif’in babası olduğu, davalılar arasında birlikte oturmayı gerekli kılan bir zorunluluğun bulunmadığı, davalıların orta katta ikamet ettikleri ve giriş katını da davacının rızası ile kullandıklarını savundukları, davacı ile davalı Vehbi arasında düzenlenen 30.06.2006 tarihli harici protokolde orta kat kastedilerek 1.katını davalı Elif’e satıldığının belirtildiği görülmektedir.           
    Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedÖte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanununun 2l3, Tapu Kanununun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Nevarki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "akte vefa" kuralının yanında Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. 
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, Türk Medeni Kanununun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.  

    Somut olayda, davacı ile Elif arasında üst katın davacının payına, orta katın da davalı Elif’in payına karşılık özgülendiğinin ve bu biçimde eylemli kullanma biçiminin oluştuğunun, giriş katının da keza davacıya bırakıldığının kabulü gerekir.
    Bu durumda, giriş katı yönünden her iki davalı açısından mutlak suretle elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesi gerekirken, davacının isteğiyle bağlı kalınarak pay oranında elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmiş olması doğru değil ise de, hükmü davacı temyiz etmediğinden bozma sebebi sayılmamıştır.
    Öte yandan, orta katın (protokolde 1.kat olarak ifade edilmiştir.) Davalı Elif’in kullanımına terk edildiği kabul edildiğine göre, bu kabul doğrultusunda hüküm kurulması gerekeceği kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, binanın orta katını teşkil eden bölüm bakımından davanın reddine ve yalnızca giriş katına ait davacının talebiyle de bağlı kalınarak ve davalı yararına kazanılmış usulü hak kuralı da gözetilerek ecrimisile  karar verilmesi gerekirken, paylı mülkiyet hükümlerinden söz edilerek yazılı biçimde karar verilmiş olması  isabetsizdir.
    Davalıların, temyiz itirazları bu nedenle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.06.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.   

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi