Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/5799
Karar No: 2009/7491

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/5799 Esas 2009/7491 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava mahkemede Hazine tarafından açılmış ve taşınmazın belediye tarafından başlatılan bir anfi tiyatro inşaatı nedeniyle yıkımının önlenmesi istenmiştir. Davalı belediye davanın reddedilmesini savunmuş, diğer davalı ise duruşmalara gelmemiştir. Mahkeme davacının iddiasını sabit görmediği için davayı reddetmiştir. Ancak temyiz edilmiş ve yapılan araştırmalar sonucunda çekişmeli taşınmazın kıyıda kaldığı ve belediye tarafından anfi tiyatro ve park alanına dönüştürüldüğü belirlenmiştir. Bu nedenle kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi ve yapıların yasal olup olmadığı konusunda bir uzman bilirkişi kurulu oluşturulmalıdır.
Kanun Maddeleri: 3194 Sayılı Yasa'nın 11. maddesi, 3621 Sayılı Kanun'un 4. ve 6. maddeleri, Anayasa'nın 43. maddesi, 3621 Sayılı Kanun'un 9. maddesi ve HUMK'nun 428. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2009/5799 E.  ,  2009/7491 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BULANCAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 29/12/2008
    NUMARASI : 2007/207-2008/381

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı Hazine, çekişme konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, taşınmazın davalı belediye tarafından diğer davalıya ihale edilip, anfi tiyatro inşaatına başlanıldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.
    Davalı Belediye, davanın reddini savunmuş, diğer davalı, duruşmalara gelmemiş, bir cevap vermemiştir.
    Mahkemece, davacının iddiası sabit görülmeyerek, davanın reddine karar  verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi   raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü            
    Dava, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yere elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar  verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; özellikle dosyada mevcut fotoğraflar ve krokilere göre 1976 yılında belirlenen kıyı kenar çizgisi gözetildiğinde çekişme konusu yerin kıyıda kaldığı, bu yer için Belediye Meclisince 3194 Sayılı Yasanın 11.maddesinden sözedilerek belediyeye terki konusunda 14.11.2005 tarih 31 sayılı keza Belediye Encümenince de aynı doğrultuda 21.2.2007 tarih 61 sayılı kararın alındığı ve çekişmeli taşınmazın "anfi tiyatro" ve "park" alanına dönüştürüldüğü görülmektedir.
    Öncelikle, taraflar arasındaki çekişmenin giderilmesi için kıyı kenar çizgisinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması zorunludur.
    Öte yandan, kıyı olduğu saptanan yerlerde uygulama imar plan kararıyla ne gibi yapıların yapılabileceği ve yapılamayacağı 3621 Sayılı Yasanın 6. maddesinde belirtildikten sonra yapılmasına yasal olanak bulunan yapıların yapılabilmesi için aynı yasanın 11. maddesinde gerekli usul ve esaslar düzenlendikten sonra izne tabi olduğu belirtilmiştir.
    O halde, ittihaz edildiği görülen Belediye Meclis ve Encümen kararlarının bu çerçevede değerlendirilmesi zorunludur. Zira,  Anayasanın 43. maddesi hükmü gereğince "kıyılar" kamunun istifadesine mahsus yerlerden olup, özel mülkiyete konu olamaz ve edilemezler.
    Bilindiği üzere; davada ileri sürülen iddianın ve savunmanın içeriğine göre; yanlar arasındaki uyuşmazlığın,"kıyı kenar çizgisinin"  saptanmasından kaynaklandığı açıktır.                                                    

     Bilindiği üzere; son kez yürürlüğe giren 362l Sayılı Kıyı Kanunu"nun "kıyı kenar çizgisini"belirleme yöntemine ilişkin  5 ve 9.maddeleri, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı kapsamı dışında bırakılmış; anılan kanun maddesinin uygulanmasına yorum getiren ve görülmekle olan davalarda dikkate alınması zorunlu bulunan 28.ll.l997 gün ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararın da "kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğuna;ancak 362l sayılı Kıyı Kanunu"nun 9.maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya  başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiğine"işaret   edilmiştir. 
    Hal böyle olunca; öncelikle idare tarafından 362l Sayılı Kanunun 9.maddesi hükmüne göre "kıyı kenar çizgisi" haritasının düzenlenip, düzenlenmediği araştırılmalı, ondan sonra, üç jeolog veya Jeoloji mühendisi veya Yüksek mühendisinden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulu ve Tapu Fen Memuru aracılığıyla yerinde keşif yapılmalı; harita düzenlendiğinin ve yukarıda değinilen İçtihadı Birleştirme Kararı"nda belirtildiği şekilde işlem gördüğünün, böylece davanın taraflarını bağlayan bir içerik kazandığının anlaşılması durumunda"kıyı kenar çizgisi" idarenin düzenlendiği harita ya değer verilerek saptanmalıdır.Harita düzenlenmediğinin yada düzenlenip de 5/3 Sayılı Kararda yazılı olduğu gibi bizzat bildirim yapılmadığının veya ilanen bildirime karşın, idari yargıya başvurulmadığının ortaya çıkması halinde ise, kıyı kenar çizgisi, bilimsel verilerden ve düzenlenmiş olmakla birlikte bağlayıcılık niteliğini kazanamamış haritadan delil olarak yararlanılarak belli edilmeli belirlenen çizgi Tapu Fen memuru sıfatını taşıyan uzman bilirkişinin krokisine infazda kuşkuya yer bırakmayacak biçimde yansıtılmalı ve  sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
    O halde; çekişmeli yerin yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda belirlenecek kıyı kenar çizgisine göre 3621 Sayılı Yasanın 4. maddesinde tarifi yapılan kıyıda kalıp kalmadığının ortaya çıkarılması kıyıda kaldığının tespiti halinde yukarıda değinilen yasal düzenlemelerde gözetilmek suretiyle yapı ve muhdesatların değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve tatbikat ve tahkikatla yetinilerek yazılı olduğu üzere  karar  verilmiş olması doğru değildir.
    Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.6.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi