Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/5860
Karar No: 2009/7472

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/5860 Esas 2009/7472 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2009/5860 E.  ,  2009/7472 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA 26. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 30/10/2008
    NUMARASI : 2006/16-2008/413

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı,  kayden  malik olduğu . Parsel  sayılı taşınmazdaki D blok  .  nolu  bağımsız  bölümün  bilgisi  dışında  eşi P.  D. "e  vekalet  düzenlenerek  vekaletname ile  davalı H. "a satış suretiyle  temlik  edildiğini, onun da   diğer davalıya  devrettiğini, davalıların  arkadaş  olup, son kayıt malikinin  iyiniyetli  olmadığını, davalı H. "un eşini tehditleri ile evinin satıldığını öğrendiğini ileri sürüp  tapunun iptal ve tescilini  istemiş olmadığı  takdirde manevi  tazminat  ile bedelin tahsilini  istemiştir.
    Davalılardan Haluk; aleyhine  açılan  davanın husumetten  reddini, davalı A. İse  iyiniyetli  malik  olduğunu  bildirip  davanın  reddini  savunmuşlardır.
    Davaya ihbar  edilenler; davanın reddini  savunmuşlardır.
    Mahkemece; davanın  reddine  karar verilmiştir.                 
    Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.3.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ile  temyiz edilen A. R.  Ö.  vekili Avukat  ve yine temyiz  edilenler H.  G.  F.  Ö.   geldiler, davetiye tebliğine  rağmen diğer temyiz  edilenler ve vekili avukatlar  gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin ve asillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi 
     Tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    Dava, sahtecilik hukuksal  nedeniyle  yolsuz  tescile  dayalı tapu iptal  ve tescil, olmazsa  maddi ve manevi tazminat  isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın  reddine  karar  verilmiştir.
    Dosya  içeriğinden, toplanan delillerden davacının  malik  olduğu parsel  sayılı  taşınmazdaki 16 nolu  bağımsız  bölümün  sahteliği 1.6.2007  tarihli  adli tıp kurumu  Fizik İhtisas Dairesince  saptanan  vekaletname ile  vekil  P.   D. P, tarafından 60,250 YTL. bedelle H.B. A 9.3.2005 tarihinde  temlik edildiği ,onun da  anılan  taşınmazı 29.7.2005  tarihinde  vekil  aracılığıyla  68.000 YTL.  bedelle  Alirıza  Özdemir"e  satış  suretiyle  devrettiği  anlaşılmaktadır.
    Gerçekten de , davacı  kayıt  malikinin  temlike  dayanak  28.2.2005  tarih  5049  yevmiye  nolu  vekaletnameyi  düzenlemediği  vekaletnamedeki Ç. P. "e  atfen  imzaların  eli  ürünü  olmadığı 1.6.2007  tarihli  adli  tıp kurumu  raporu ile  sabittir.                                             
    O halde, 27.12.1939  tarih 11/60  Sayılı İçtihadı Birleştirme  Kararı  uyarınca  ilk el  konumundakilerin iyi  veya  kötü  niyetli   olmasının  araştırılmasına gerek  bulunmadığı gibi  iyiniyetli  olsalar bile  sicilin  illetini  teşkil eden  işlemlerin  sahte olması  nedeniyle  edinimin  hukuken  korunmasına  olanak  yoktur.
    Uyuşmazlık  son  kayıt  maliki  2. el  konumunda  bulunan A. "nın  Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinden  yararlanıp  yararlanamayacağı noktasında  taplanmaktadır.
    Bilindiği üzere; hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları,dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle,alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla Medeni Kanunun 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989, tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023.maddesinin özel hükümleri getirilmiştir. Öte yandan  bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş,bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış,iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş,değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarakta tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur.Belirtilen ilke M.K.nun 1023.maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin  1.fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tesçil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tesçile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
    Ne varki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin,iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti  büyük önem taşımaktadır.Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi,hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya  kalan önceki malik bulunmaktadır.Bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı,kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve   yasa koyucunun amacının ilk bakışta,şeklen iyi niyetli gözükeni değil,gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması,bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim bu görüşten hareketle "kötü niyet iddiasının def"i değil  itiraz olduğu,iddia ve müdafaanın  genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğin den (resen) nazara alınacağı ilkeleri 8.ll.l99l tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İnançları Birleştirme  Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir.                                  
    Somut olayda ise; eksiğin tamamlanması  yoluyla  getirtilen  kayıt ve belgelerden sahteliği  sabit  olan  vekaletnamedeki  vekil  Pınar Dilek  ile  son  kayıt  maliki Alirıza"nın da  taraf olduğu Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin  2005/ 259  esas-806  karar sayılı vekaletin  kötüye kullanılması  hukuksal   nedenine  dayalı  tapu iptal  tescil davası  nedeniyle   birbirlerini  tanıdıkları ,Alirıza"nın taşınmazı  satın  alırken  basit  bir araştırma  ile ilk  kayıt maliki  davacının, Pınar Dilek"in ayrıldığı  eşi  olduğunu  bilebileceği ve  ilk  malike  ulaşabileceği açıktır.Kaldıki,  taşınmazın davacı  taarafından  tasarruf  edildiği de sabittir. Belirlenen  bu olgular  yukarıda açıklanan  ilkelerle  birlikte  değerlendirildiğinde  son kayıt maliki Alirıza"nın  iyiniyetli  olduğunu  dolayısıyla  Türk Medeni  Kanununun  1023.  maddesinin  koruyuculuğu altında  bulunduğunu kabule  olanak yoktur.
    Hal böyle olunca, tapu iptal- tescil  davasının  kabulüne  karar verilmesi  gerekirken  bu hususta  yazılı  olduğu üzere  karar  verilmiş  olması  doğru  değildir.
    Öte yandan, manevi tazminat talebinin yazılı  olduğu  gerekçelerle  reddedilmiş  olmasında  bir isabetsizlik  yoktur.Davacının buna yönelik  temyiz  itirazlarının  reddiyle, tapu  iptal ve  tescil  isteğine  yönelik  temyiz  itirazlarının  kabulü ile  hükmün  açıklanan  nedenlerden  ötürü HUMK"nun  428.  maddesi  gereğince BOZULMASINA,19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.6.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi