17. Ceza Dairesi 2015/7643 E. , 2015/2718 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, suç eşyasını kabul etmek
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
I- Sanık ... hakkında suç eşyasının kabul edilmesi suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında CMK"nın 231. maddesinin uygulanmamasına yönelik gerekçe olarak "kasıtlı suçlardan sabıkalı olduğu" şeklinde ifadeye yer verilmiş ise de, dosya kapsamına göre katılanın zararının tamamıyla giderilmediği ve mahkemece "zarar giderilmediği" biçiminde gerekçenin de gösterilmiş olması karşısında bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yargılama gideri olarak hesaplanan 10,00 TL"nin CMK"nın 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanunun 100. maddesiyle eklenen değişiklik gözetilerek, terkin edilecek miktar olan 20,00 TL"nin altında kaldığının anlaşılması karşısında, hazineye yükletilmesine karar verilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hükümden bu sanık yönünden yargılama giderlerine ilişkin kısmın çıkartılarak yerine ""Sanık ... hakkında yargılama gideri olarak hesaplanan 10,00 TL"nin CMK"nın 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanunun 100. maddesiyle eklenen değişiklik gözetilerek hazineye yükletilmesine"" cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ... ve ... hakkında suç eşyasının kabul edilmesi ve ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Suç tarihi itibariyle 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuk ..."nun katılanın evine hırsızlık amacıyla girmesi ve diğer suça sürüklenen çocukların ise bu evden çalınan hırsızlık konusu eşyaları bilerek kabul etmeleri şeklindeki iddia edilen eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK"nın 116/1-4 ve 165/1. maddelerinde tanımlanan konut dokunulmazlığının ihlali ve suç eşyasının kabul edilmesi suçlarının gerektirdiği cezaların türü ve üst sınırına göre, aynı Yasanın 66/1-e, 66/2. maddelerinde öngörülen 4 yıllık asli zamanaşımının, karar tarihi olan 15/02/2011 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ..., ... ve ... müdafiilerinin temyiz talepleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin çıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak suça sürüklenen çocuklar hakkındaki kamu davalarının 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
III- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Emniyet mensuplarınca istihbari çalışmalar sonucu suça sürüklenen çocuğun çalmış olduğu iki adet bilezik bulunduktan sonra suça sürüklenen çocuğun suçu ikrar edip olayı ayrıntılarıyla anlatması sonucu suça konu eşyanın bir kısmının da temin edilip müştekiye iadesinin sağlandığının anlaşılması karşısında; müştekiye kısmi iadeye muvafakat gösterip göstermediği sorulduktan sonra TCK"nın 168/1. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartılışmaması,
2- Suça sürüklenen çocuğun adli sicil kaydında yer alan hükümlülüklerinin adli para cezası ve tedbire ilişkin olması ve kasıtlı bir suçtan üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması karşısında; TCK"nın 51/1. madde ve fıkrasının (a) bendine göre tayin olunan cezanın ertelenmesine yasal engel bulunmadığı anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlığı da irdelendikten sonra anılan madde hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, bu hususta olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- 5237 sayılı TCK"nın 2/1. maddesinin 2. cümlesinin “Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.” hükmünü taşıdığı, aynı Kanun"un 31. maddesi uyarınca, fiili işlediği sırada 12 yaşından küçük olan ya da 12-15 yaş grubunda olup da işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya davranışlarını yönlendirme yeteneği yeterince gelişmeyen kişilerin (çocukların) cezai sorumluluğunun olmadığı, ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanacağı, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 11. maddesinin “Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır.” hükmünü içerip, aynı Kanun"un 5. maddesinin başlığının ise; “koruyucu ve destekleyici tedbirler” olduğu göz önüne alındığında yukarıda özetlenen âmir hükümler çerçevesinde cezaî sorumluluğunun bulunduğu anlaşılan ve suç tarihinde 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 5/1.d maddesi uyarınca sağlık tedbirine hükmolunamayacağının gözetilmemesi,
IV- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında suç eşyasının kabul edilmesi suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- 5237 sayılı TCK"nın 50/1-d bendinde yer alan "Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar sureyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya, … çevrilebilir." şeklindeki düzenlemeye göre, cezanın bir katından anlaşılması gerekenin cezanın kendisi olduğu gözetilmeden, hakkında hükmedilen 3 ay 10 gün hapis cezasının bir katını aşacak şekilde “6 ay süre ile internet kafelere ve eğlence amaçlı oyun salonlarına gitmekten yasaklanmasına” karar verilmesi,
2- 5237 sayılı TCK"nın 50/3. maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/4. maddesinde "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Her ne kadar 5237 sayılı TCK"nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCK"nın 50/6. maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve ... müdafiilerinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 25/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi