23. Hukuk Dairesi 2012/2123 E. , 2012/4300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki çıkma payı alacağı davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatifin ortaklığından 07.11.2002 tarihinde çıkarıldığını, 15.258,00 TL çıkma payının 23.04.2003 tarihinde muaccel hale geldiğini ileri sürerek, çıkma payı ve işlemiş faiz toplamı 30.610,05 TL" nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 16 Hukuk Dairesi"nce temerrüt faizi yönünden kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu, çıkarma kararının tebliğ tarihine göre, istem ve savunmaların 2003 yılına ait bilançonun görüşüldüğü 2004 yılında yapılan genel kurula göre değerlendirilmesi gerektiği, kabule göre de talep edilen alacağın bir kısmının işlemiş temerrüt faizine ilişkin olduğu halde, alacağın tamamına temerrüt faizi uygulanmak üzere karar verilmek suretiyle, Borçlar Kanunu"nun 104. maddesine aykırı olarak faize faiz yürütüldüğü gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak, yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, 15.154,00 TL asıl alacak ve 7.962,70 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 23.116,70 TL" nin, dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Dava, davalı kooperatifteki ortaklığı sona eren davacı ödentilerinin iadesi istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17/1. maddesi ve anasözleşmenin 15. maddesi gereğince, kooperatiften ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan genel gider payı düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, bilançonun genel kurulda kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra en erken bu hak talep edilebilir. Çıkma payı hesaplanması sırasında, genel giderlere katılmamasının, davacının nedensiz zenginleşmesine yol açacağı ortadadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan ilke doğrultusunda uzman bilirkişiden denetime elverişli yeni bir rapor alınmak suretiyle davacı alacağı hesaplanarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak davacının tüm ödemelerinin iadesini sonucunu doğuracak şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Öte yandan, talep edilen alacağın bir kısmı işlemiş temerrüt faizine ilişkin olduğu ve bozma ilamına uyulduğu halde, alacağın tamamına temerrüt faizi uygulanmak üzere karar verilmek suretiyle, Borçlar Kanunu"nun 104 ncü maddesine aykırı olarak faize faiz işletilmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.