4. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/1563 Karar No: 2011/1100 Karar Tarihi: 03.02.2011
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2010/1563 Esas 2011/1100 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2010/1563 E. , 2011/1100 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 26/11/2008 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/11/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız haciz nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkin olup davacı, oğluna ait borç yüzünden usulsüz ve haksız olarak evinde haciz yapılıp kendisine ait malların koruma altına alındığını, daha sonra açtığı istihkak davasını kazandığından yapılan haciz ve koruma altına alma işlemlerinin haksız olduğunu ileri sürerek, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı ise, davacının haciz işlemi sırasında borçlu oğlu ile birlikte oturduğunu söylediğini, çevrede oturanların da borçlunun babasına ait evde oturduğunu belirttiklerini, haciz sırasında fatura ve benzeri belge sunulmadığını, borçlunun davacıya ait işyerindeki haciz sırasında da orada bulunduğunu belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece, icra dosyasında borçlunun haciz yapılan ve davacıya ait olduğu anlaşılan evde oturduğuna ilişkin kanıt bulunmadığı, istihkak iddiası kabul edildiğinden yapılan haciz ve koruma altına alma işleminde kusurlu olduğu gerekçesiyle davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile istihkak iddiasının incelendiği dosyadaki kanıtlardan; davalının, alacaklı olduğu dava dışı Serkan Testici hakkında icra takibi başlattığı, borçlunun adres olarak bildirdiği ailesine ait mobilya dükkanına haciz için gidildiğinde borçlunun mobilya dükkanında bulunduğu, işyerinin şirkete ait olması nedeniyle haciz yapılamadığı, birden fazla kapısı olan aynı binada bulunan borçlunun ailesine ait bağımsız bölümde yapılan haciz ve koruma altına alma işlemi nedeniyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Borçlunun verdiği adreslerden birinin aile şirketine ait mobilya dükkanı, diğerinin ise boş olduğunun anlaşılması üzerine borçlunun yerleşim yerinde hacze yönelen davalının yaptırdığı haciz işlemi sırasında orada bulunan ve önce “oğlum benimle birlikte bu adreste ikamet eder” diyen davacı ... daha sonra açıklamasını değiştirerek “oğlum bu adreste oturmamaktadır” demiş; iki açıklaması da tutanağa yazılarak imzalanmıştır. İstihkak iddiasının incelendiği dosyada İlçe Seçim Kurulu’ndan gelen yanıtta davacı ...’nin yerleşim yerinin başka bir adreste olduğu, borçlunun yerleşim yerinin ise haciz yapılan bağımsız bölüm olduğu bildirilmiştir. Yerel mahkemece, davacının haciz sırasındaki açıklaması ile İlçe Seçim Kurulu"ndan gelen yanıt gözetilerek, haczin ve koruma altına alma işlemlerinin haksız olmadığı benimsenip istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.