Esas No: 2021/8081
Karar No: 2022/5290
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/8081 Esas 2022/5290 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/8081 E. , 2022/5290 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24.06.2021 tarih ve 2014/518 E. - 2021/388 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, asıl dava yönünden davalı ... tarafından müvekkilleri aleyhine 1.500.000,00 TL bedelli çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığını, müvekkillerinin ...'a hiç bir borcunun bulunmadığını, bu çekin davalı ...'ın silahlı adamlarından korkarak İncek'te davalıya devredilen arsanın iadesi karşılığı boş çek olarak imzalanmak sureti ile davalıya verildiğini, davalı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2012/61546 Soruşturma sayılı dosyası ile şikayette bulunulduğunu, çekin müvekkillerinden zorla boş olarak alındığını, davalının müvekkillerinin müzayaka hallerinden faydalanarak tefecilik yaptığını, çekin tefecilik işlemleri için boş olarak alındığını, bu nedenle ahlaka aykırı olarak alınan çek senedi ile müvekkillerinin borçlu olmadığını, boş çekin diğer kısımlarının davalı tarafından doldurularak tahrif edildiğini, somut olayda gabinin yasal unsurlarının bulunduğunu ileri sürerek müvekkillerinin Ankara 11. İcra Müdürlüğü'nün 2011/11965 Esas sayılı takip dosyasına konu 1.500.000,00 TL bedelli çeke istinaden davalıya borçlu olmadığının tespitine, çekin iptaline, davalının %40'dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiş, birleşen dava yönünden de davalının Ankara 11. İcra Müdürlüğü'nün 2011/18584 Esas sayılı takip dosyası ile müvekkilleri aleyhine 360.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak takip başlattığını, davalının tefecilik yaptığını ve bedelsiz olarak bu kapsamda bononun davalıya verildiğini, davalının müvekkillerinin muzayaka halinden yararlanıp ahlaka aykırı olarak tefecilik yaparak müvekkillerinin elinden zorla bonoyu aldığını, somut olayda gabinin yasal unsurlarının mevcut olduğunu ileri sürerek Ankara 11. İcra Müdürlüğü'nün 2011/18584 Esas sayılı takip dosyasına konu bono nedeni ile davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, bononun iptaline, davalının %40'dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminata mahkum edilmesine ve bu tazminata yasal faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, asıl dava yönünden, öncelikle icra müdürlüğünün 15/07/2011 tarihli icra tutanağı ile borç ikrar edildiğinden davanın reddi gerektiğini, nitekim aynı tutanak ile davacıların takipten, borçtan ve ihtiyati haciz kararından haberdar olduklarını beyan ederek borcu ikrar ettiklerini, yine davacıların Ankara 9. İcra Hukuk Mahkemesi'nde borçlarını ikrar ettiklerini, dava açılmasında davacıların hukuki yararının bulunmadığını, davacıların şikayet yolu ile müvekkilinin alacağını elde etmesini önleme gayreti içinde bulunduklarını, müvekkilinin senede dayandığına göre davacıların da aynı kuvvette bir belgeye dayanarak borçlu olmadıklarının tespitini isteyebileceklerini savunarak asıl dava yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiş, birleşen dava yönünden de davacıların bonodaki miktar kadar müvekkilinden borç aldıklarını kabul ettiklerini, bu sebeple davacıların menfi tespit davası açamayacağını, davacıların aynı olayda bir arada yer alması hukuken mümkün olmayan iddiaları öne sürdüklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada Ankara 11. İcra Müdürlüğü'nün 2011/11965 Esas sayılı takip dosyasına konu, Yapı Kredi Bankası A.Ş. - ... Şubesi'ne ait 9993507 çek numaralı, 1.500.000,00 TL bedelli, 01/07/2011 keşide tarihli çekin keşidecisinin davacı Arslanlar Petrol Taş. ... Ltd. Şti., lehtar-cirantasının ... ve yine cirantasının davacı ... olup yetkili hamilinin davalı ... olduğu, birleşen davada Ankara 11. İcra Müdürlüğü'nün 2011/18584 Esas sayılı takip dosyasına konu 30/04/2011 ödeme tarihli, 360.000,00 TL bedelli bononun keşidecisinin davacılar ..., ..., ... ve dava dışı ..., lehtarının ise ... olduğu, asıl ve birleşen davaya konu her iki kambiyo senedi bedelinin yargılamanın devamı sırasında ödendiğinden her iki davanın istirdat davasına dönüştüğü, Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2012/1011 Esas, 2017/963 Karar sayılı kararında mevcut ve birleşen dosyanın konusunu oluşturan çek ve bononun tefecilik suçu kapsamında davalı/sanık ...'a verildiğinden bahisle, sanığın tefecilik suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, söz konusu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi'nin 2018/1407 Esas ve 2020/1618 Karar sayılı kararı ile istinaf talebinin reddedildiği ve mahkumiyet kararının 09/12/2020 tarihinde kesinleştiği, ceza mahkemesinde belirlenen maddi vakıaların hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte olduğu, mevcut ceza dosyasında da takibe konu edilen ve dava konusu olan 1.500.000,00 TL'lik çekin tefecilik suçu kapsamında alındığı yönündeki maddi vakıanın hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte olduğu, bu kabul çerçevesinde çekin tefecilik suçu kapsamında alınması nedeni ile düzenleme tarihinde yürürlükte bulunan 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun 20/1. maddesi gereğince çekin kesin olarak hükümsüz olduğu, bundan dolayı davacıların söz konusu çek nedeni ile davalıya borçlu olmadığı yönünde açtıkları menfi tespit davasının kabulünün gerektiği, yine çekin davalı tarafından kanunun emredici hükümlerine ve ahlaka aykırı olarak alındığı bilinerek takibe konulması nedeni ile söz konusu takipte davalı tarafın kötü niyetli olduğu, bu nedenden ötürü davacılar lehine takip tarihi dikkate alındığında takibe konu çek miktarı üzerinden %40 kötü niyet tazminatına hükmetmek gerektiği, dava devam ederken menfi tespit davasına konu çekin davacılar tarafından ödenmesi nedeni ile mevcut davanın istirdata döndüğü, istirdata dönen bedel yönünden davacıların ödeme tarihinden itibaren mevcut dosya yönünden avans faizi haklarının bulunduğu, icra dosyasına ödenen miktar her ne kadar toplamda 2.062.064,85 TL ise de, davacılar tarafından 2.043.331,02 TL'nin iadesi talep edildiğinden, talep ile bağlı kalınarak söz konusu bedelin davacılar tarafından icra dosyasına ödendiği 07/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar vermek gerektiği, birleşen dava yönünden birleşen davanın konusunu oluşturan 360.000,00-TL'lik bononun Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2012/1011 Esas, 2017/963 Karar sayılı kararının gerekçesinde 310.000,00-TL'lik borca 50.000,00 TL faiz eklenerek alındığının belirlendiği, söz konusu bu belirleme doğrultusunda mevcut bono ve ana dosyanın konusunu oluşturan çekin tefecilik suçu kapsamında alındığına ilişkin maddi vakıa belirlemesinin yapıldığı, ceza mahkemesinde belirlenen bu maddi vakıanın hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte olması nedeni ile bononun tanzim tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı TBK'nın 20/1. maddesi gereğince kesin hükümsüz olduğu, bu hükümsüzlükten dolayı birleşen dosya davacılarının davalı aleyhine açmış olduğu menfi tespit davasının kabulünün gerektiği, bononun davalı tarafından kanunun emredici hükümlerine ve ahlaka aykırı olarak alındığı bilinerek takibe konulması nedeni ile söz konusu takipte davalı tarafın kötü niyetli olduğu, bu nedenden ötürü davacılar lehine takip ve dava tarihi dikkate alındığında takibe konu bono miktarı üzerinden %40 kötü niyet tazminatına hükmetmek gerektiği, yine bono nedeni ile Ankara 11. İcra Müdürlüğü'nün 2011/18584 Esas sayılı dosyasında davacının 15.10.2014 tarihinde 190.809,44 TL ödeme yaptığı, yapılan ödeme miktarı kadar davanın istirdata döndüğü, davalıya ödenen 190.809,44 TL miktarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacılara ödenmesine karar vermek gerektiği, ancak davaya konu bononun borçlularının tamamının mevcut dosyada taraf olmaması nedeni ile davacıların bononun iptaline yönelik talebinin reddinin gerektiği gerekçesiyle asıl dava yönünden davanın kabulü ile Ankara 11. İcra Müdürlüğü'nün 2011/11965 Esas sayılı takip dosyasının dayanağını oluşturan 1.500.000,00 TL'lik çek nedeni ile davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti ile çek bedeli olarak ödenen 2.043.331,02 TL'nin 07/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile 600.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların çekin iptaline yönelik talebinin kabulü ile Yapı Kredi Bankası / ... Şubesi'nden verilme, keşidecisi Arslanca Petrol Taşımacılık ve Turizm Ltd. Şti., lehtarı ..., cirantaları ..., hamili ... olan 01/07/2011 ödeme tarihli, 9993507 çek nolu, 1.500.000,00-TL'lik çekin iptaline, davacıların tapu iptali ve tescil ile 75.000 Euro ve 169.000,00-TL'ye yönelik talepleri ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dava yönünden de davanın kısmen kabulü ile Ankara 11. İcra Müdürlüğü'nün 2011/18584 Esas sayılı takip dosyasının dayanağını oluşturan 360.000,00-TL bono yönünden davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti ile bono bedeli olarak ödenen 190.809,44 TL'nin, 15.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile 144.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların bononun iptaline yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Asıl ve birleşen dava icra takiplerine konu kambiyo senetleri nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl dava bakımından takibe konu 1.500.000,00 TL bedelli çekin keşidecisinin davacı Arslanlar Petrol Taş. ... Ltd. Şti., lehtar-cirantasının ... ve yine cirantasının davacı ..., yetkili hamilinin de davalı ... olduğu, birleşen dava yönünden ise 360.000,00 TL bedelli bononun keşidecisinin davacılar ..., ..., ... ve dava dışı ..., lehtarının da ... olduğu, Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2012/1011 Esas, 2017/963 Karar sayılı kararında mevcut ve birleşen dosyanın konusunu oluşturan çek ve bononun tefecilik suçu kapsamında davalı/sanık ...'a verildiğinden bahisle sanığın tefecilik suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, mahkumiyet kararının 09/12/2020 tarihinde kesinleştiği, ceza mahkemesinde belirlenen maddi vakıaların hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte olduğu gerekçesiyle hem asıl dava hem de birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Asıl dava bakımından mahkemenin kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak birleşen dava bakımından, davacıların dava dilekçesi ve yargılamanın diğer safhalarındaki beyanlarında davalıdan 310.000,00 TL borç para karşılığında 360.000,00 TL bonoyu davalıya verdiklerini ikrar etmişlerdir. Şu halde davacıların bu ikrarı çerçevesinde birleşen dava bakımından takip konusu olan bononun 310.000,00 TL kısmı dışında borçu olmadıklarının tespiti gerekirken yukarıda yazı olduğu şekilde 360.000,00 TL'lik bononun tamamı bakımından boçlu olmadığının tespitine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, davacılar 31.03.2021 tarihli ıslah dilekçesinde yasal faiz talep etmiş olmalarına rağmen mahkemece hem asıl dava hem de birleşen davada ödeme tarihlerinden itibaren avans faizine hükmedilmiş olması da doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz istemlerinin reddine, 2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 27/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.