3. Hukuk Dairesi 2020/6001 E. , 2021/5387 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
...
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ilişkin verilen karara yönelik temyiz başvurusunun HMK’nın 361/1 maddesi gereği kesinlik nedeniyle reddine dair ek kararın; süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ...,... ada 16 parselde bulunan bodrum kat 1 no"lu bağımsız bölümü 30.01.2015 tarihinde davalıdan 110.000TL bedelle satın aldığını, taşınmazın yaklaşık 2 ay sonra tarafına teslim edildiğini, taşınmazın içi için yaklaşık 10.000TL değerinde masraf yaptığını, daireyi kullanmaya başladıktan yaklaşık 15-20 gün sonra yan komşusunun gelerek evine koku geldiğini, dairenin kanalizasyon sisteminde sorun olduğunu, bu durumun daha önceden de mevcut olduğunu ve önceki malik tarafından bu durumda İSKİ çağrılarak gerekli temizlik işlemlerinin yapıldığını, eski malikin de zaten bu nedenle evi sattığını söylediğini, sonrasında gerçekten de evinde kanalizasyon taşması olduğunu, İSKİ görevlilerinin çağrıldığını ve görevliler tarafından bu şekilde sürekli taşma olacağının, bu durumun evden kaynaklı olduğunun belirtildiğini, ayıbın davalıya telefonla bildirildiğini ve davalının da kabul ederek bu sorunu çözemediklerinden dolayı taşınmazı satmış olduğunu itiraf ettiğini, davalıya bir daha ulaşılmaya çalışıldığını ancak bir sonuç alınamadığını, mevcut durumun tespiti bakımından İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2016/57 D.İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını ve alınan raporda sorunun binanın atık su kanal sisteminin pis su tesisatı projesine uygun olmamasından kaynaklanabileceğinin belirlendiğini, satın almadan bu yana yaklaşık 2 yıllık sürenin geçtiğini, bu nedenlerle dava konusu taşınmazın ayıpsız başka bir benzeri ile değiştirilmesini, olmadığı takdirde satış bedeli olan 110.000TL ile taşınmaza yapılan masrafların karşılığı olarak şimdilik 1.000TL bedelin satış tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesince davacının istinaf başvurusunun davalı lehine hükmedilen nispi vekalet ücretine ilişkin kısmının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine ve 20/12/2019 tarihli ek kararla davacının temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş; hüküm ve ek karar karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Her ne kadar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi"nce temyize konu edilen kararın kesin olduğu ve HMK "nın 361/1 maddesinde belirtilen Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinden verilen temyize kabil nihai kararlardan olmadığı gerekçesi ile davacının temyiz isteminin reddine karar verilmiş ise de, temyiz edilen kararın, nitelik ve değeri itibariyle HMK 362. maddesinde sayılan temyiz edilemeyen kararlardan olmadığının anlaşılmasına göre, istinaf mahkemesince davacının temyiz talebinin reddine dair karar hatalı bulunduğundan , İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi"nin davacının temyiz talebinin reddine ilişkin 20/12/2019 tarihli ek kararının kaldırılarak davacının temyiz talebinin esastan incelenmesi gerekmiştir.
2-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre davacının aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3 -Davacının, yemin deliline yönelik temyiz itirazlarına gelince ; Dava, satın alınan taşınmaz malın gizli ayıplı olduğu ileri sürülerek ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesi, bunun imkansız olduğunun anlaşılması halinde ise sözleşmeden dönülerek, ödenen satış bedeli ile taşınmaza yapılan masrafların tazmini istemine ilişkindir.
Yemin delili, HMK"nın 225 ve devamındaki maddelerde düzenlenmiş olup, yemin kesin delil niteliğindedir. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, ispat yükü üzerine düşen tarafın, iddiasını yazılı delillerle ispat edemediği kanaatine vardığı takdirde, ispat yükü üzerine düşen tarafa, yemin teklif etme hakkı bulunduğunu hatırlatmakla yükümlü olup, mahkemece tüm deliller toplanıp değerlendirilmeden karar verilemez. Bununla birlikte, iddia veya savunmasını ispat edemeyen tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılabilmesi için, yemin deliline açıkça dayanılmış olması da zorunludur.
Somut olayda; davacı taraf, süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu yazılı delille ispat edememiştir. Mahkemece, ayıp ihbarının makul sürede yapılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı delil listesinde açıkça "yemin" deliline de dayanmış olmakla "yemin" delili ile iddiasını kanıtlayabilir. Bu itibarla; mahkemece, davacıya süresinde ayıp ihbarında bulunduğuna dair iddiasını ispat noktasında yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla; bölge adliye mahkemesince, yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafa yemin teklif hakkının 6100 sayılı HMK’nun 225 vd. maddelerine uygun şekilde hatırlatılması ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz dilekçesinin reddine dair 20/12/2019 tarihli ek kararının kaldırılmasına, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK"nin 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesi"ne gönderilmesine, 25/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.