14. Hukuk Dairesi 2019/4079 E. , 2020/4000 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 31/08/2009 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 07/03/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, suya elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davacıların ve davacı köy tüzel kişiliğinin kadimden beri davaya konu su kaynağından faydalandıklarını, ancak kadastro tespitinden sonra su kaynağının çıktığı tarlanın davalı adına tescil edildiğini, davalının davacıların sudan faydalanmalarına engel olduğunu, davalının suya müdahalesinin men"i ile su hakkında kaynak hakkı tesis edilerek davacılar adına eşit paylarda tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, "Davanın reddine," karar verilmiş, Dairemizin 13.11.2018 tarihli ve 2016/8383 Esas, 2018/7724 Karar sayılı ilamı ile "Davacı Köyün 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırılarak mahalle olarak Oniki Şubat İlçesinin belediyesine katılması nedeniyle görülmekte olan davada taraf sıfatı kalmadığından ve katıldığı ilçe belediyesi taraf olacağından 6360 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin 13. fıkrası gereğince işlem yapılması için kararın bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda köy tüzel kişiliğinin bu davayı açma hakkının sonlandığı davanın Kahramanmaraş 12. Şubat İlçe Belediye Başkanlığına geçmiş olması nedeniyle "Davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine" karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nin 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.
4721 sayılı TMK’nin 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
442 sayılı Köy Kanununun 37/7 maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukuki bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Ancak, On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1)Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2)Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, ..., İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.
3)Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Aynı Kanunun geçici 1. maddesinin 13. fıkrasında; “1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm Kanunun “Yürürlük” başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Ancak, anılan bu hususlar önceki bozma ilamlarında belirtilmesine ve mahkemece bozma ilamlarına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin yerine getirildiği söylenemez. Bilindiği üzere, bozma kararına uyulmuş olmakla bozma kararı lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hakkın doğacağı ve buna göre bozma kararında belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılması gerekeceği kuşkusuzdur.
Somut olaya gelince; davacı köyün 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırılarak mahalle olarak Oniki Şubat İlçesinin belediyesine katılması nedeniyle görülmekte olan davada taraf sıfatı kalmadığından ve katıldığı ilçe belediyesi taraf olacağından 6360 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin 13. fıkrası gereğince işlem yapılması gerekmektedir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununun 7. maddesi i ve r bentleri ile Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Yönetimine Dair Teşkilat Yönetmeliğinin 5. maddesi gereği su ve kanalizasyon hizmetleri, su havzalarının ve su kaynaklarının korunması yetkisi Kahramanmaraş Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğüne verilmiştir. Bu nedenle büyükşehir belediyesi sınırları içindeki su kaynaklarından sorumlu ... Genel Müdürlüğünün de usulüne uygun bir şekilde davaya dahil edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle taraf teşkili sağlanmaksızın işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının yatıranlara iadesine, 24.06.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.