15. Hukuk Dairesi 2020/750 E. , 2020/2390 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi:... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli karşılığı düzenlenen fatura bedellerinin tahsiline yönelik başlatılan ilamsız icra takibine davalının süresinde itirazı üzerine itirazın iptâli, takibin devamı, davacı lehine %20 icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, itirazın iptâli ile takibin devamına, asıl alacağın %20"si üzerinden hesap olunan icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen kararın davalı tarafından istinaf edilmesi sonucunda, ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2019/132 Esas, 2019/560 Karar sayılı ilamı ile davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, takibe itirazın kısmen iptâli ile takibin 63.000,00 TL asıl alacak ve 472,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 63.472,50 TL üzerinden devamına, davacının işlemiş faiz miktarına yönelik fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine dair verilen karar, taraf vekillerince yasal süresi içinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp bir isabetsizlik bulunmaksızın karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu"nun 67/II. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin mümkün olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK"nın 07.06.2006 tarihli ve 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).Sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK"nın 147/6. maddesine göre “Yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar.” 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Yanlar arasındaki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresi 5 yıldır. 6098 sayılı TBK"nın 149. madde hükümleri gereğince zamanaşımı süresi alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Eser sözleşmelerinde sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa iş bedeli alacağı eserin tamamlanıp teslim edildiği tarihte, sözleşmenin feshi halinde ise fesih iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla muaccel hale gelir.Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu alacağın varlığı ve miktarı bilirkişi raporu alınmaksızın belli ve davalı tarafından kabul edildiğinden alacak likit olup, davalı tarafça zamanaşımı defi ileri sürülmüşse de taraflar arasındaki adi yazılı sözleşmenin 22.11.2012 tarihinde imzalandığı dikkate alındığında takip tarihi (20.10.2016) itibariyle henüz 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla zamanaşımı defi yerinde görülmeyerek ilk derece mahkemesince hükmedilen asıl alacak üzerinden %20 oranında davacı yararına icra inkâr tazminatına yönelik davalının istinaf talebi reddedilip, Bölge Adliye Mahkemesince icra inkâr tazminatına da hükmedilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile icra inkâr tazminatının reddi doğru olmamıştır. Hükmün bu sebeple bozulması gerekmekte ise de; düşülen bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK"nın 370/2. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce verilen hükmün 2. fıkrasının 4. bendinin karar metninden çıkarılarak, yerine “İcra takibine konu asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında hesaplanan 12.600,00 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 3.251,85 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 14.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.