21. Hukuk Dairesi 2018/4527 E. , 2019/3907 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının prime esas kazancın üzerinden karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava,davacının davalı işyerinde 08/05/1998 ile 05/11/2005 tarihleri arasında geçen ve Kuruma eksik bildirilen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece,bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrası ,davanın kısmen kabulü ile; davacının davalı işveren şirket nezdinde kayıtlı çalışma süresine ek olarak, 1998/2.dönemde 95 gün,1998/3.dönemde 13 gün,1999/1.dönemde 12 gün, 1999/2.dönemde 36 gün,1999/3.dönemde 20 gün,2000/2.dönemde 23 gün, 2000/3.dönemde 3 gün2001/1.dönemde 47 gün,2001/2.dönemde 33 gün, 2001/3.dönemde 55 gün,2002/1.dönemde 50 gün,2002/2.dönemde 34 gün,2002/3.dönemde 32 gün, 2003/1.dönemde 11 gün,2003/2.dönemde 15 gün, 2003/3.dönemde 15 gün, 2004/1.dönemde 8 gün süre ile ve kurum taban ücretleri ile çalışmış olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. 09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan Mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden;davacının 17/08/1998-07/08/2000 ve 04/09/2000-05/11/2005 tarihleri arasında 1055577 numaralı davalı işyerinden bildiriminin yapıldığı, taraflar arasında kesinleşen 2005/1192 Esas sayılı işçilik alacağı dosyasında bulunan ve bu dosyaya delil olarak sunulan 2000-2005 yılları arasını kapsayan ücret bordrolarının tamamının davacı tarafından imzalandığı,bordro tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Mahkeme tarafından, tanık beyanları dayanak alınarak davacının dava konusu dönemde ayda 30 gün kesintisiz çalıştığı kabul edilmiş ise de, dosyada bulunan imzalı ücret bordrolarına göre yapılan tespitin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacının, işyerindeki bir kısım çalışmaları aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Örneğin 2003 yılı 3.döneminde imzalı ücret pusulalarında davacının 105 gün çalıştığı görülmekte olup,bu dönemde Kuruma bildirilen prim ödeme gün sayısı da 105 tir. İmzalı bordrolar,davacı çalışmalarının işyerinde otuz günün altında geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise, eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla, yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Davalı tarafından imzalı ücret bordrosu ibraz edilen, ancak davacı tarafından aksi yazılı delil sunulamayan bu aylarda, eksik bildirildiği iddia edilen dönemlerin reddi gerekirken,30 güne tamamlayacak şekilde çalışmaya hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davalı işverence sunulup davacının imzası bulunan ve kısmi bildirim yapılan dönemler yönünden ücretsiz izin belgeleri,ücret bordroları, ücret pusulaları ve imzalı diğer tüm belgelerdeki imzaların davacıya ait olup olmadığını sormak, imza inkarı varsa davacının eli ürünü olup olmadığının tespiti için imzalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmak , imzanın davacıya ait olduğunun anlaşılması halinde , söz konusu belgelere dayanılarak yapılan bildirimler yönünden daha fazlasına ilişkin tespit yapılamayacağını göz önünde bulundurarak, ücret bordrosu/pusulası ve belge bulunmayan dönem yönünden ise toplanan delillerin sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.