2. Ceza Dairesi Esas No: 2010/13416 Karar No: 2012/6695 Karar Tarihi: 20.03.2012
Hakaret - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2010/13416 Esas 2012/6695 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Malkara Sulh Ceza Mahkemesi, bir iş davası sırasında yapılan bir açıklama nedeniyle sanığı hakaret suçundan suçlu buldu. Ancak, sanığın açıklamasının sadece mahkeme öncesinde yapılan bir başka davada kullanıldığı ve haklılığını kanıtlamak için kullanıldığı belirtildi. Bu nedenle, talep edilen tazminat ve diğer talepler göz önüne alındığında, sanığın hakaret suçu işlemiş olmadığı sonucuna varıldı. Ayrıca, sanığın sabıkasız olduğu aktarıldı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması talebi reddedildi. Kararda, kanun maddesi olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/4. maddesi ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/6-b maddesi yer almaktadır.
2. Ceza Dairesi 2010/13416 E. , 2012/6695 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 2 - 2008/114224 MAHKEMESİ : Malkara Sulh Ceza Mahkemesi TARİHİ : 26/12/2007 NUMARASI : 2007/118 (E) ve 2007/517 (K) SUÇ : Hakaret
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; I-Sanığın, katılanın yetkilisi bulunduğu K. Gıda San. ve Tic. A.Ş isimli şirkette Laborant olarak çalıştığı, 2006 Kasım ayında işten çıkarıldığı, bunun üzerine Malkara Asliye Hukuk Mahkemesine (İş Mahkemesi sıfatıyla) tazminat davası açtığı, 13/12/2006 havale tarihli dava dilekçesinde, "işten çıkarılmam haklı bir gerekçeye dayanmamaktadır, işveren şirket çevrede, şeriat özlemindeki dinci yapısıyla bilinen kimliktedir. Ticari ve sosyal yaşamında tepki çekmemek bakımından şimdiye kadar benzerleri gibi takiyyeci tutumu ile çalışanların kıyafetlerine müdahale etmez görünmüş ise de, ülkenin getirildiği noktada gerçek kimliğine uygun davranabileceği aşamaya gelindiğini görmüş olacak ki çalışanlarının kendileri gibi düşünen ve yaşayan kişiler olmasını istemeye başlamıştır. Bu anlayışları doğrultusunda benim çağdaş giyimimi hazmedememiş ve türban takmadığım için beni işten çıkarmıştır, Bu çerçevede işten çıkarılmamda haksızlık veya en azından hakkın kötüye kullanılması söz konusudur." şeklinde ibareler kullanarak ihbar ve kıdem tazminatı ve diğer tazminat taleplerinde bulunmuş olduğu, sanığın talebine dayanak olayları etkin olarak ortaya koyabilmek için ağır eleştiri niteliğinde ifadelere yer vermesi, hakaret suçunun unsurlarını oluşturmayacağı, bu ifadeleri haklı olduğuna inandığı konuda açtığı dava dilekçesinde kullandığı ve başka yerde bu hususları ileri sürmediği, davalı olarak gösterdiği anonim şirket aleyhine açtığı haksız işten çıkartılmasını doğrulatmaya yönelik olarak bu ifadelere yer verdiği ne katılanın nede başka bir gerçek kişinin ismini de dilekçesinde belirtmediği, açtığı davada işten çıkarılmasına türban takmamasının neden olduğunu ve bu nedenle işten çıkartılmanın haksız olduğunu ortaya koymak için bu ifadeleri kullandığını belirttiği, bu nedenle sanığın hakaret kastıyla dava dilekçesini yazdığının sabit olmadığı ve sadece İş Mahkemesindeki davasında haklı olduğunu göstermek amacıyla dilekçesindeki yazıları yazdığı, bu nedenle dilekçedeki sözlerin, iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı gözetilmeden sanığın atılı suçtan beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, II-Kabule göre de; 1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/ 11–250 esas 2009/13 karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde mahkemece kanat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dâhil edilmemesi gerektiği, olayda katılanın tazminat talebi olmadığı gibi, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanığa yüklenen hakaret suçundan doğan herhangi bir maddi zararının da bulunmadığı ve adli sicil kaydına göre sabıkasız olduğu anlaşılan sanık hakkında 5271 Sayılı CMK’nın 231.maddesinin 6.fıkrasının (b) bendinde belirtilen koşulun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, “ Müdahilin uğramış olduğu zarar karşılanmamış olduğundan ve yasal koşullar oluşmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına” biçimindeki gerekçelerle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 2-Sanığın Malkara İş Mahkemesine yönelik dava dilekçesinin ve dava dosyasının herkesçe görülemeyeceği ve incelenemeyeceği gözetilmeden birçok memur tarafından görülerek iletişim öğesinin gerçekleştiğinden dolayı 5237 sayılı TCK. nun 125/4. maddesi uyarınca sanık hakkında verilen cezanın artırılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve O Yer C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 20.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.