1. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/3402 Karar No: 2009/7196
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/3402 Esas 2009/7196 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, miras bırakanın ölümünden önce tapulu ve tapusuz taşınmazları davalı oğullarına temlik ettiği ve bunun mirastan kaçınmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek tenkis istemişlerdir. Mahkeme, tenkis davasının bir kısmını kabul etmiş, bir kısmını reddetmiş ve davalıların temyiz başvurusunun kabul edilmesine karar vermiştir. Miras bırakanın sağlığında davalı A. hakkında açılan davada akdin ivazlı olduğu ve edimi yerine getirildiği gerekçesiyle davanın reddedildiği göz önüne alındığında, bu davalı yönünden tenkis isteğinin reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Diğer davalı M. hakkında ise miras bırakanın sağlığında dava açılmadığı ve toplanan delillerden bakım borcunun yerine getirildiği anlaşıldığından, dava tümden reddedilmiştir. Kararda yer alan kanun maddeleri HUMK’nun 428. maddesidir.
Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, Ortak miras bırakan E. B. Nın 12.02.1981 tarihinde vefat ettiğini, murisin 04.03.1960 tarih ve 35 ila 41 noda tapuya kayıtlı taşınmazları ile ayrıca 4 parça tapusuz taşınmazlarını davalı oğullarına temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırmak ve saklı paylarını zedelemek kastı ile yapıldığını ileri sürerek, tenkis isteminde bulunmuşlardır. Davalılar M. Ve A. , tapulu taşınmazların muris tarafından ölünceye kadar bakım akdi ile devredildiğini diğer taşınmazları da satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacılar Habibe ve K. In açtıkları tenkis davasının davalılar Muhittin ve Arif yönünden kabulüne; M. ve H. mirasçıları aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine; Davacı Ö.K. ’ın açtığı davanın mahfuz hisseli mirasçı olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Karar, davalılar M. ve A. Tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden,toplanan delillerden; miras bırakan E .B. nın 04.03.1960 tarih 35 ila 41 sıra noda kayıtlı tapulu taşınmazlarını davalılar A. M. ve dahili davalı M. ’ya ölünceye kadar bakım akdi ile temlik ettiği, anılan taşınmazların kadastro sırasında .ada . ada .ve . .ada.ve ..ada .ila . nolu parsellere revizyon gördüğü, bunlardan .ada ., . ada . ve ., .ada . nolu parsellerde A. Ve M. in paydaş oldukları, .ada .nolu parselin A., .ada . nolu parselin de Muhittin adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Davacılar, kendi miras payları bakımından saklı paylarının zedelendiğini ileri sürerek tenkis isteği ile eldeki davayı açmışlardır. Nevarki, miras bırakanın sağlığında davalı A. hakkında ölünceye kadar bakım akdine uymadığı ve edimini yerine getirmediği gerekçesiyle akde aykırılıktan dolayı tapu iptal ve tescil davası açtığı, mahkemece akdin ivazlı olduğu ve edimin yerine getirilmekte bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Bu durumda anılan davalı yönünden karşılıklı edimleri içeren ölünceye kadar bakın akdinin muvazaalı olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. O halde bu davalı açısından gerçek bir sözleşmenin mirasçıların saklı payına tecavüz niteliği taşıyabileceği düşünülemeyeceğinden tenkis isteğinin reddi gerekir. Öte yandan, diğer davalı M. hakkında miras bırakanın sağlığında dava açmadığı gibi toplanan delillerden bu davalının da bakım borcunu yerine getirdiği ve temlikin ivazlı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca,davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.