1. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/6411 Karar No: 2009/7192 Karar Tarihi: 22.6.2009
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/6411 Esas 2009/7192 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalıların tapuda kayıtlı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmının tapusunun iptali istemiyle dava açmıştır. Davalılar, fen memuru krokisinde belirtilen kısımlar için davayı kabul etmişlerdir. Ancak mahkeme, hak düşürücü sürenin dolması nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Yasa değişikliği nedeniyle temyiz edilen karar bozulmuş ve tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanması sonucu bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12. Maddesinin 3. fıkrasına eklenen hükümler ve geçici 10. Maddesi de kararda belirtilmiştir.
Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalılar adına tapuda kayıtlı 289 ada . parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, kıyıda kalan bölümün tapusunun iptali isteminde bulunmuştur. Davalılar, dava dilekçesine ekli olan ve fen memuru M.K. imzalı krokide kırmızı ile gösterilen bölümler yönünden davayı kabul etmişler, yargılama sırasında davalı Asiye kabul beyanından rücu ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi n raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü
Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve sicilin kütükten terkini isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin 27.11.1985 tarihinde yapıldığı ve itiraz sonucu komisyon kararı gereğince 08.04.1996 "da kesinleştiği ve davanın 09.08.2005 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, 25.2..2009 tarihinde kabul edilip 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. Fıkrasına eklenen " bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" ve 3. Maddesi ile eklenen geçici 10. Maddesinin " bu kanunun 12. maddesinin 3. fıkrası hükmü devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" şeklindeki hükmü gereğince davanın 3402 Sayılı Yasanın 12. Maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, kadastro tespitinin kesinleşme tarihi ile dava açılma tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediği sabittir. Hal böyle olunca, işin esasına girilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanması hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428. Maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.