Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6402
Karar No: 2012/2729
Karar Tarihi: 12.04.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/6402 Esas 2012/2729 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/6402 E.  ,  2012/2729 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı


    ... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Ankara 8. Aile Mahkemesinden verilen 07.07.2011 gün ve 253/724 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... ( ...) vekili, boşanma davası ile birlikte açtığı mal rejimi isteği için dava dilekçesinde, 31275 ada 8 nolu bağımsız bölümün yaklaşık 70.000,00-75.000,00 YTL değerinde olduğunu, ... plakalı Toyoto aracın 2006 yılında 15.000,00 YTL, yine ...plakalı Fiat Doblo marka aracın ise 2003 yılında satın alındığını 15.000,00 YTL değerinde olduğunu bundan ayrı Türkiye İş Bankası Basınevleri Şubesi ile Akbank aynı yer şubesinde davalı adına banka hesaplarının bulunduğunu, hesaplardaki paralar ile taşınmaz ve araçların sürüm değerleri üzerinde yarı hissesinin olduğunu açıklayarak anılan malların yarı değerlerinin hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili ise, cevap dilekçesi ile beyanlarında; söz konusu taşınmaz ile araçların edinilmesinde davacı ...’nın bir katkısının bulunmadığını yarı bedele ilişkin isteğinin reddi gerektiğini, otoların vekil edeninin iki kardeşi ile ortak çalışmaları sonucu alındığını ve işyerinde kullanılan araçlar olduğunu, dairenin hali hazırda yükleniciye 23.000,00 TL borcu bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, “davacının Akbank Kalaba Şubesindeki hesabı üzerinden katılım bedeli olarak 133,71 TL’nin, dava konusu otomobillerin kişisel mal veya miras paylaşımı olarak kabul edilmeyip, bu araçların değeri üzerinden katılma talebinin kabulü ile her iki araç için toplam 10.000,00 TL katılma bedelinin, taşınmaz için bilirkişice belirlenen değer kabul edilerek borç miktarı düştükten sonra kalanın yarısı olan 24.579,50 TL katılma alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (her üç kalem için) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin tüm isteklerinin reddine “karar verilmesi üzerine; hüküm, sadece taşınmaz bedeli ile vekalet ücreti yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 4721 sayılı TMK.nun 219, 231, 235 ve 236. maddeleri gereğince yasal mal rejiminden kaynaklanan edinilmiş mallara katılma rejimi nedeni ile istenen katılma alacağı isteğine ilişkindir.
    Taraflar 28.01.2000 tarihinde evlenmişler, 26.03.2007 tarihinde açılan ve kabul ile sonuçlanması üzerine 29.09.2009 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmışlardır.
    Taraflar arasında evlenme tarihi olan 28.01.2000 tarihinden, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 26.03.2007 tarihine kadar başka bir mal rejimini de seçtiklerini (4722 s.K. m.10/1) ileri sürmediklerine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m.202). Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.
    Mahkemece, 31275 ada 8 sayılı parselde bulunan 1 nolu bağımsız bölümün keşfin yapıldığı 04.06.2010 tarihi itibarıyla uzman bilirkişi tarafından 67.000,00 TL olarak saptanmış, dosyanın keşfin yapılmasından sonra tomarı ile birlikte hukukçu bilirkişiye verilmesi üzerine 2010 yılı yeniden değerlendirme oranı olan % 7,7 artış esas alınarak 2011 yılı için toplam değer, 72.159,00 TL olarak hesaplanmıştır. Bilirkişice saptanan bu değer esas alınarak, davalı ... ile ... arasında düzenlenen 25.11.2009 tarihli protokolde yer alan 23.000,00 TL borç düşürüldükten sonra kalan 49.159,00 TL ‘nin yarısının hüküm altına alındığı anlaşılmıştır. Davacı vekili ise, dava dilekçesinde ve yargılama sırasındaki beyanları ile temyiz dilekçesinde tapuda yapılan resmi akit tablosundan da anlaşılacağı üzere bedelin peşin ödendiğini, herhangi bir borcun olmadığını, bu nedenle katılma alacağının eksik hesaplandığını belirterek bozma isteğinde bulunmuştur.
    Uyuşmazlık konusu 31275 ada 8 sayılı parselde davalı adına kayıtlı 1 nolu bağımsız bölümün 08.01.2007 tarihinde ... oğlu ... Bektaş tarafından yapılan satış ve devir ile 6.000,00 YTL ile davalıya satıldığı ve bu tarihte davalı tarafından edinildiği dosya arasında bulunan resmi akit tablosu ve tapu kaydı ile sabittir.Resmi akit tablosu kapsamına göre 25.11.2009 tarihli sözleşmede ismi yer alan ...’ın adına rastlanılmamaktadır. Satıcı olmadığı görülmektedir. Ancak dosya arasında bulunan 08.01.2007 tanzim tarihli ve 15.08.2007 vadeli 23.000,00 TL’lik bononun düzenlendiği, alacaklısının ..., borçlusunun ... gösterildiği ancak belirtilen hususlar dışında bonoda herhangi bir ibarenin yer almadığı, hangi amaçla ve nedenle verildiğinin yazılmadığı nakden ya da malen ibarelerinin de bonoda yazılmadığı, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin bu bono iptal edilerek bu sefer 25.11.2009 tanzim tarihli, 20.07.2010 vadeli 7.000,00 TL, aynı tanzim tarihli 20.09.2010 vadeli 10.000,00 TL ve yine 25.11.2009 tanzim tarihli 30.11.2010 vadeli 6.000,00 TL’lik üç ayrı bono düzenlendiği, alacaklı ile borçluların aynı kişiler olduğu dosya arasında bulunan bonolar ile belirlenmiştir. 25.11.2009 tanzim tarihli üç adet bononun miktarlarını içeren protokolün ... ile ... arasında düzenlendiği görülmektedir.
    Mahkemece, bu protokol ve bonolara değer verilerek yazılı biçimde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Bonolarda alacaklı bulunan ...’ın dairenin alım satımı ile bir ilgisinin olmadığı tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle sabittir. Tapu Sicil Müdürlüğünde satış yapan ... oğlu ... Bektaş olup, resmi senette bedelin tamamının peşin alındığı yazılıdır. Bunun aksinin akit tarafları arasında uyuşmazlık konusu olmadığı açıktır. Düzenlenen birinci bononun iptalinden sonra bedel parçalara bölünerek tanzim edilen üç adet bono ve protokolün satın alınan daire ile bağlantılı olduğu kanaatine varılması oldukça güçtür. Özellikle düzünlenen 23.000,00 TL’lik bononun yukarıda açıklandığı gibi bonoda bulunması gereken birçok ibarenin yer almamış olması karşısında doğrudan ev ile bağlantısının olduğu söylenemez. Davalı ... ile ... arasında düzenlenen bonolar ve protokolün satın alınan daire ile ilgili olduğu açıklanarak ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. 4721 sayılı TMK.nun 2. maddesinde; “herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz", denilmektedir. Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında, ne amaçla düzenlendiği, açıklanmayan, yeterli gerekçesi gösterilmeyen ve her zaman düzenlenmesi mümkün bulunan 08.01.2007 tarihli 23.000,00 TL ‘lik bono ile daha sonra bu bononun parçalara bölünerek düzenlenen bonolar ve protokolün kapsamında yer alan paranın katılma alacağına konu taşınmazın değerinden düşürülerek kalanın yarısının davacıya verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
    Kabul şekline göre de, reddedilen kısımlar üzerinden davalı yararına vekalet ücretinin takdir edilmesi usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    Bu nedenle, davalı tarafça da itiraz edilmeyen ve mahkemece kabul edilen 72.159,00 TL esas alınarak TMK.nun 236/1. maddesi uyarınca, artık değerin yarısının hüküm altına alınması gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davacı vekilinin 31275 ada 8 sayılı parsel üzerinde bulunan 1 nolu bağımsız bölüm nedeniyle istenen katılma alacağına yönelik temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 12.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi