16. Hukuk Dairesi 2014/20156 E. , 2015/5349 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama Kadastrosu sırasında ... İlçesi ... çalışma alanında bulunan ve tapu sicilinde davacı ... adına kayıtlı bulunan 2.536 metrekare yüzölçümündeki eski 578 yeni 190 ada 71 parsel sayılı taşınmaz 2.334,68 metrekare yüzölçümüyle, davalı ... adına kayıtlı bulunan 1952 metrekare yüzölçümündeki eski 577 yeni 190 ada 70 parsel sayılı taşınmaz ise 2.268,29 metrekare yüzölçümüyle Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/316 esas numarasında davalı oldukları belirtilerek tespit edilmiştir. Davacı ... tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı ... aleyhine açılan el atmanın önlenmesi davası taşınmaz hakkında 3402 sayılı Yasa"nın 22/2-a maddesi gereği uygulama kadastrosu yapıldığından 06/05/2014 tarihinde Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesi tarafından dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde görev uyuşmazlığının çözümü için dava dosyasının Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazlar hakkında genel mahkemeden aktarılan davanın elatmanın önlenmesine yani mülkiyet hakkının korunmasına ilişkin bir talep olduğu, 3402 sayılı Yasa"nın 22/a gereğince yapılan tesbitte taşınmazın mülkiyeti, çapı ve yüzölçümünün tartışma konusu edilemeyeceği, dava dilekçesindeki talep kapsamına göre dava konusu taşınmazların uygulama kadastrosu tespitiyle yüzölçümü ve sınırlarının kesinleşmesi hususunun bekletici mesele yapıldıktan sonra ihtilafın Asliye Hukuk Mahkemesinde karara bağlanması gerektiği gerekçesi ile kadastro mahkemesinin görevsizliğine karar verilmiştir. Dosya içerisindeki tutanak suretleri ekindeki belgelerden; çekişmeli taşınmazlar hakkında davalı olarak düzenlenen uygulama tutanaklarının Kadastro Müdürlüğünce Kadastro Mahkemesine gönderilmesinden sonra Milas Kadastro Mahkemesinin 18/12/2013 tarih ve 2013/65-51 karar sayılı ilamı ile tutanakların olağan usullere göre tamamlanması için Kadastro Müdürlüğüne iadesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanmasıdır. Uygulama kadastrosu 3402 sayılı Yasa"nan 12/3. maddesinin istisnası olmadığı gibi, mülkiyet ihtilaflarının idari bir işlemle ortadan kaldırılması gibi bir amaca da sahip değildir. Bu nedenlerle uygulama kadastrosu sırasında mülkiyete ilişkin uyuşmazlıklar gündeme getirilemez ve buna ilişkin itirazlar değerlendirmeye alınmaz. Kazanılmış hakların korunması ve mülkiyet hakkının zedelenmemesi için uygulama kadastrosunun amacına ve yöntemine uygun şekilde yapılması zorunludur. Uygulama kadastrosuna ilişkin davalar, uygulama kadastrosunun yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalar olup mahkemelerce uygulama kadastrosu faaliyetine eşdeğer ve amacına uygun bir araştırma yapılması zorunludur.
Somut olayda; davacı tarafından davalı aleyhine açılan elatmanın önlenmesi ve yıkım davasında yıkıma ilişkin talep bakımından tefrik kararı verilmiş, taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davası ise taşınmazlar hakkında uygulama tutanağı tanzim edilmesi nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinin, uygulama kadastrosunda mülkiyet ihtilafının görülemeyeceğine ilişkin gerekçesi kural olarak yerinde ise de, uyuşmazlığın mahiyeti tam olarak belirlenmeden bir başka ifade ile uyuşmazlığın mülkiyete ilişkin olup olmadığı yöntemince saptanmadan karar verilmesi doğru olmamıştır. Dava dilekçesinde davalı tarafın davacıya ait taşınmaza el attığı ve yapı inşa ettiği, davacının taşınmazından faydalanmasına engel olduğu iddia edilmektedir. Davalı taraf ise taşınmazın 100 yıldır aynı sınırlarla kullanıldığını, paftanın tersimat hatasına dayalı olabileceği savunmasında bulunmuştur. O halde bu savunma dikkate alınarak uyuşmazlığın ortak sınıra ilişkin ve Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 28/1-a maddesi uyarınca kadastro mahkemesine aktarılması gereken dava olup olmadığının belirlenmeli, bu nitelikte bir dava olduğunun anlaşılması halinde tutanak asılları dosyaya getirtilip yargılamaya devamla yapılacak araştırma ve inceleme sonucuna göre hüküm verilmelidir. Mahkemece bu husus yeterince araştırılmadan davanın mülkiyetin aktarılması talebine yönelik olduğu ve bu nedenle de kadastro mahkemesine aktarılması gereken dava olmadığı gerekçesi ile dosya üzerinden yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 04.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.