8. Ceza Dairesi 2014/28029 E. , 2014/23546 K.
"İçtihat Metni"Korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme suçundan sanık ...’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 170/1-c ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, suçta kullanılan 1 adet tabanca, 1 adet şarjör, 6 adet dolu mermi ve 2 adet boş kovan’ın aynı Kanun’un 54/1. maddesi uyarınca zoralımına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına dair ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.02.2008 tarihli ve 2007/448 esas, 2008/8 sayılı kararını müteakiben 5 yıllık denetim süresinde herhangi bir kasıtlı suç işlenmediği ve sanık hakkında herhangi bir yargılama ve mahkumiyet kararı bulunmadığından bahisle 1 adet tabanca, 1 adet şarjör, 6 adet dolu mermi ve 2 adet boş kovan’ın sanığa iadesine dair (...) 1. Asliye Ceza Mahkemenin 03.04.2013 tarihli 2007/448 esas, 2008/88 sayılı ek kararını kapsayan dosyasıyla ilgili olarak;
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/10. maddesine göre, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, hükmün ortadan kaldırılmasına ve kamu davasının düşmesine karar verilmesinde,
2- 5237 sayılı Kanun"un 54/1. maddesinde "İyi niyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur. Suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlâk açısından tehlikeli olması durumunda müsadere edilir" hükmünün yer aldığı ve söz konusu maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, müsaderenin hukukî niteliğinin bir güvenlik tedbiri olduğu, bu nedenle de müsadereye hükmedilmesi için bir suçun işlenmesi zorunlu olmakla birlikte, bu suçtan dolayı bir kimsenin cezaya mahkûm edilmesinin gerekmediği gözetilmeden, suç konusu eşyanın müsaderesi yerine, yazılı şekilde iadesine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 30.06.2014 gün ve 44836 sayılı Kanun Yararına Bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 18.07.2014 gün ve KYB/2014-262492 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Denetim süresi içerisinde suç işleyen ve yükümlülüklere uygun davranan sanıklar hakkındaki davanın doğrudan doğruya düşürülmesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kaldırılmaması nedeniyle tereddüt oluşacağı gözetilerek, CMK.nun 231/10. maddesinde "hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesine" karar verileceği belirtilmiş olup öncelikle önceki kararın kaldırılması ve akabinde davanın düşürülmesi gerektiği ve ancak; hükme etkili olan usul yanlışlıklarından dolayı Kanun Yararına Bozma yoluna başvurulabileceği cihetle ihbarnamedeki (1) no"lu talep yerinde görülmediğinden,
2- Sanığın taşıma ruhsatlı tabancası ile ateş ederek genel güvenliği kasten tehlikeye soktuğu iddiasıyla yapılan yargılama neticesinde, 26.02.2008 tarihinde Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması suçundan kurulan hükmün CMK.nun 231/5 ve devamı maddeleri uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın kesinleşmesinin ardından sanığın denetim süresi içerisinde yeniden suç işlememesi nedeniyle açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşürülmesi ve adli emanette bulunan tabancanın sahibine iadesine hükmedildiği anlaşılmış olup, sanık hakkında kesin hükümle sonuçlanmış bir mahkumiyet kararının bulunmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın açıklanmasının gerektiği hallerde sanığın beraatine karar verilmesi olasılığının da bulunduğu ve zamanaşımı nedeniyle davanın düşürülmesi halinde ruhsatlı tabancanın müsadere edilemeyeceği hususları gözetildiğinde, kanun yararına bozma istemleri yerinde görülmediğinden,
Adalet Bakanlığının Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden Kanun Yararına Bozma istemlerinin (REDDİNE), söz konusu silahın gerekli işlemlerin yapılması için idareye teslimi hususunda Kanun Yararına Bozma yoluna gidilip gidilmeyeceği hususunun takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.