19. Ceza Dairesi Esas No: 2016/12150 Karar No: 2017/10817
5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/12150 Esas 2017/10817 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Anadolu Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi, 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkumiyet kararı verdi. Ancak, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararı ve benzer önceki davalar sebebiyle, suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri değil toplum olduğu ve tüzel kişilerin suçtan zarar görmelerine rağmen mağdur sayılmayacağı belirtildi. Sanığın daha önce benzer suçlardan yargılandığı ve bozulduğu dosyaların da mevcut olduğu vurgulandı. Ayrıca, sanık hakkında hapis cezasına mahkumiyet verildiği için hak yoksunluklarına hükmedildiği, ancak Anayasa Mahkemesi'nin yürürlükteki kanun maddelerinin bazı hükümlerini iptal ettiği belirtildi. Bu sebeple, kararın bozulması gerektiği kararına varıldı. Kanunlar: 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu.
19. Ceza Dairesi 2016/12150 E. , 2017/10817 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğu, 5237 sayılı TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre bu durumda tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de durumun değişmeyeceği cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylemler nedeniyle sanık hakkında; - İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 15.10.2014 tarih ve 2013/644 esas, 2014/991 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2016/8260 Esasında kayıtlı olan, - İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 26.05.2014 tarih ve 2013/876 esas, 2014/656 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2016/4927 Esasında kayıtlı olan, - İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 03.11.2014 tarih ve 2013/717 esas, 2014/1050 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2016/12965 Esasında kayıtlı olan, - İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 26.05.2014 tarih ve 2013/868 Esas, 2014/655 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2016/4748 Esasında kayıtlı olan dava dosyalarının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında; Anılan dosyanın incelenerek mümkün olması halinde birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu, 2- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 11.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.