1. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/6034 Karar No: 2009/7152
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/6034 Esas 2009/7152 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, komşularının kısmen müdahale ettiği taşınmazına elatmanın önlenmesi ve yıkım istemiyle dava açmıştır. Daire bu kararı önce kabul etmiş, sonra bozmuştur. Yeniden yapılan yargılama sonucunda, davacının iddiaları yerinde görülmemiştir ve dava reddedilmiştir. Davacı vekili, keşif yaptırmayacağını, ancak yapının belirlenen bedelini ödeyeceğini belirtmiştir. Mahkeme, iddiaların yerinde görülmediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Ancak, taşınmazda davalıların kaynaklanan bir haklarının olmadığı sabittir. Bu nedenle, davacının beyanı doğru biçimde değerlendirilmelidir. Kanun maddeleri şunlardır: HUMK 428.
1. Hukuk Dairesi 2009/6034 E. , 2009/7152 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : TERME ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/11/2003 NUMARASI : 2001/311-2003/460
Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 100 ada . Parsel sayılı taşınmazına komşu aynı ada 26 sayılı parsel malikleri olan davalıların kısmen müdahale ettiklerini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur. Davalılar, M. Ve P. davanın reddini savunmuşlar; diğer davalı, davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne dair önceden verilen kararın Dairece"çekişmeli yere isabet eden yapının inşa ediliş tarihinin ve önceki kadastral parseldeki konumunun açıkça saptanması, müdahalenin imar uygulaması neticesi oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi, sonucuna göre bir hüküm kurulması..." gereğine değinilerek bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davacının iddiaları yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkin olup, mahkemece önceden kurulan hükmün temyizi üzerine Dairece bozulduktan sonra, davacı vekili 24.6.2003 tarihli celsede "keşif yaptırmayacağını, ancak taşınmaz üzerinde bulunan yapının belirlenen kaim bedelini ödeyeceğini" bildirmiş olmasına karşın, mahkemece iddiaların yerinde görülmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Yukarıda da değinildiği üzere, taşınmazda, davalıların mülkiyetten ve kayıttan kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı sabittir.Davacı, yapının kaim bedelini ödeyeceğini belirttiğine göre, bu beyanın değerlendirilmesi ve buna göre davacıya belirlenen veya belirlenecek olan kaim bedeli davalı tarafa ödenmek üzere mahkeme veznesine yatırma imkanının tanınması gerektiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca yukarıda değinildiği üzere davacının beyanının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.