Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/5465
Karar No: 2009/7151
Karar Tarihi: 18.06.2009

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/5465 Esas 2009/7151 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı Hazine, bir taşınmazın tescilinin yolsuz olduğunu ve yıkım istediğini belirterek dava açmıştır. Mahkeme davanın reddine karar vermiş, ancak karar temyize götürülmüştür. Temyiz incelemesi sonucunda, taşınmazın kadastro harici bırakılan bir yer olduğu ve idari bir kararla tescil edildiği, ancak bu kararın daha sonra iptal edildiği tespit edilmiştir. Mahkeme kararına göre, taşınmazın imar ve ihya olgusuna değer verilmesi gerekebileceği, ancak bu yönde bir araştırmanın yapılmadığı belirtilmiştir. Ayrıca, yıkım isteğinde bulunulmasına rağmen, binayı yapan kişinin ölü olması nedeniyle davanın reddedildiği belirtilmiştir. Kararda, 3402, 3194/18, 2981/3290-10/c ve 5519 sayılı yasaların hükümlerine değinilmiştir.
Kanun hükümleri:
- 3402 Sayılı Kadastro Yasası'nın 17. maddesi
- 3194/18 Sayılı İmar Kanunu
- 2981/3290-10/c Sayılı Tapu Kanunu
- 5519 Sayılı Kanun
1. Hukuk Dairesi         2009/5465 E.  ,  2009/7151 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ALANYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 11/12/2007
    NUMARASI : 2007/101-2007/400

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
    Davacı, asıl davasında tescil harici bırakılan ve devletin hüküm ve tasarrufu altındaki 110 m2"lik yere davalı G. Tarafından bina yapılmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürüp, tescil, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemiş, birleştirilen davasında ise; çekişmeli yerin 1337 sayılı parsel olarak davalı belediye adına tescil edildiğini ve davalı Salih lehine muhdesat şerhi verildiğini, ancak tescilin dayanağı olan işlemin idari yargı yerinde iptal edildiğini ve bu kararın kesinleştiğini belirterek, tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi ile yıkım isteklerinde bulunmuş; bilahare taşınmazın kıyı kapsamında kaldığını da ileri sürmüştür.
    Davalı G. Ve belediye ile dahili davalı M. davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen ilk kararın Dairece; "...kişi yönünden açılan davanın tefrik edilmesi, eldeki davanın 3533 Sayılı Yasaya tabi kuruluşlara hasredilmesi..." gereğine değinilerek bozulması üzerine, belediye aleyhindeki dava ayrılıp, "davacı kişiler hakkında davanın reddine" dair verilen kararın Dairece bu kez "...davalı Salih"in davadan önce öldüğü anlaşıldığından, adı geçen davalı hakkında davanın reddine karar verilmiş olması, bu nedenler ve sonucu bakımından doğrudur... Öte yandan, eldeki davanın belediye aleyhindeki davada mülkiyet durumunun belirlenmesi ile çözüme bağlanması gerekeceği tartışmasız olup, sonucunun beklenmesi, ondan sonra bir hüküm kurulması gerekir..." gerekçesiyle bozulması, bu arada belediye aleyhindeki davada verilen görevsizlik kararının da Dairece "4916 Sayılı Yasanın 24.maddesi ile değişik 3533 Sayılı Yasanın 4.maddesi gereğince" bozulması sonucu her iki bozma ilamına uyulup, davalar yeniden birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda  "asıl ve birleşen davanın reddine, ilk birleşen 2001/521 esas sayılı dava dosyası yönünden önceki kararın temyiz isteminin reddine karar verilmiş olmakla kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir.
    Karar, davacı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.            

    Dava, tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi ile yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme  konusu taşınmazın öncesinde  kadastro harici bırakılan yer iken, idari bir kararla  . sayılı parsel olarak davalı belediye adına tescil edilerek sicil kaydının oluşturulduğu ve üzerindeki muhdesat bakımından S.  lehine şerh düşüldüğü anlaşılmaktadır.
    Davacı Hazine, çekişme konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer olduğunu, sicilin illetini teşkil eden idari kararın, idari yargı yerinde iptal edildiğini ve sicilin dayanaktan yoksun kalarak yolsuz tescil durumuna düştüğünü ileri sürerek, asıl ve birleşen davaları açmıştır.Gerçekten de, belediye adına oluşan sicil kaydının dayanağını teşkil eden idari kararın iptali ile tescilin yolsuz hale geldiği sabittir. Esasen, 3402, 3194/18, 2981/3290-10/c maddeleri hükümleri dışında, 5519 Sayılı Yasa uyarınca tescil hükmü haricinde bir taşınmazın sicile bağlanmasına yasal olanak yoktur. Buna göre  de, oluşan sicilin yolsuz olduğu açıktır. Ancak kadastro tespitinden sonra 3402 Sayılı Yasanın 17.maddesi koşullarının gerçekleştiğinin saptanması halinde verilecek kararın açıklayıcı nitelikte olacağı sebebiyle hazine davasının yasal dayanağının bulunmayacağı da kuşkusuzdur.
    Hemen belirtilmelidir ki, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 17.maddesi hükmü uyarınca bir taşınmazın imar ve ihya ile iktisap edilebilmesi bakımından bazı koşullar öngörülmüş ve aynı maddenin son fıkrasında da taşınmazın il, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda bulunmaması da ayrı bir koşul olarak kabul edilmiştir.
    Oysa, taşınmaz Okurcalar Belediye sınırları içerisindedir. Kadastro tespitinin yapıldığı ve taşınmazın kadastro harici bırakıldığı 23.09.1956 tarihinden sonra taşınmazın içinde bulunduğu köyün belediye oluş tarihine kadar 3402 Sayılı Yasanın 17.maddesinin koşullarının gerçekleşip, gerçekleşmediğinin araştırılması sonucu gerçekleştiğinin saptanması halinde  kazanılmış hak kuralı gereği imar ve ihya olgusuna değer verilmesi  gerekeceği tartışmasızdır. Ancak, mahkemece bu husus üzerinde  durulmadığı ve bu konuda gerekli bir araştırma yapılmadığı görülmektedir.
    Öte yandan; davada yıkım isteği de bulunmaktadır. Oysa, binayı yapan S. "in dava tarihinden önce öldüğü belirlenerek, 04.05.1978 tarih ve 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca "ölü kişi aleyhine dava açılamayacağı" gerekçesiyle davanın reddine dair daha önceden verilen kararın derecattan geçerek kesinleştiği dosya kapsamıyla sabittir. O halde, yıkım isteği bakımından muhdesat sahibi S. "in tüm mirasçılarına yönelik dava açılmasının gerekeceği ve açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilerek sonuca gidileceği açıktır.
    Diğer taraftan, yukarıdaki hususlar değerlendirilirken, davacının taşınmazın kıyıda kaldığına ilişkin iddiasının da 28.11.1997  tarih ve 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince belirlenecek kıyı kenar çizgisinin de gözetilerek neticeye gidilmesinin gerekeceği de kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, yukarıda değinilen hususların yerine getirilmesi, gerekli araştırma, soruşturma ve değerlendirmenin yapılması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacı Hazinenin, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.06.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi