5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/8260 Esas 2017/10814 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/8260
Karar No: 2017/10814

5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/8260 Esas 2017/10814 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık hakkında yapılan araştırmada, benzer suç eylemleri nedeniyle daha önce verilmiş olan başka ceza kararlarına da rastlanmıştır. Bu nedenle, sanığın daha önceden de aynı mağdura karşı aynı suçu işleyip işlemediğinin ve hakkında Tekerrür hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekmektedir. Ayrıca, Tekerrür halinde hapis cezası ile adli para cezası seçeneklerinin bulunduğu TCK 58/3 maddesi gereği, tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, hapis cezasının tercih edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenlerle, yerel mahkeme kararı temyiz edilmiş ve temyiz isteği kabul edilerek karar bozulmuştur. Kararda, TCK 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık suçunun ne anlama geldiği belirtilmemiş ancak, TCK'nın 58/3 maddesi ve 43/1 maddesi açıklayıcı notlar olarak yer almıştır.
19. Ceza Dairesi         2016/8260 E.  ,  2017/10814 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğu, 5237 sayılı TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre bu durumda tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de durumun değişmeyeceği cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylemler nedeniyle sanık hakkında;
    - İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 26.05.2014 tarih ve 2013/876 esas, 2014/656 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2016/4927 Esasında kayıtlı olan,
    - İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 26.05.2014 tarih ve 2013/868 esas, 2014/655 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2016/4748 Esasında kayıtlı olan,
    - İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 03.11.2014 tarih ve 2013/717 esas, 2014/1050 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2016/12965 Esasında kayıtlı olan,
    - İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 15.09.2014 tarih ve 2013/515 Esas, 2014/914 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2016/12150 Esasında kayıtlı olan dava dosyalarının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında;
    Anılan dosyanın incelenerek mümkün olması halinde birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
    2- TCK"nın 58/3. maddesindeki "tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adli para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur" amir hükmü karşısında, tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, seçimlik ceza olarak hapis cezasının tercih edilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, BOZULMASINA, sanık hakkında CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 11.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.