Esas No: 2021/3193
Karar No: 2022/5472
Karar Tarihi: 05.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3193 Esas 2022/5472 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı şirketin isim hakkını Silifke'de kullanmak için 200.000 TL bedelle satın aldığını iddia ederek, senetlerin tamamını ödediği halde 15.000 TL'lik iki senedin tahsili için icra takibi başlatıldığını belirterek %40 tazminat talebinde bulundu. Davalı ise senet bedellerinin ödenmediğini savunarak davanın reddini ve %20 tazminat ödenmesini istedi. Mahkeme davacının senet bedellerini ödediğini ve borcu olmadığını tespit ederek, davanın kabulüne karar verdi. Ancak, Yargıtay'ın bozma ilamına uyulurken usulüne uygun şekilde yerine getirilmediği gerekçesiyle karar bozuldu. Kanun maddeleri: HMK madde 429/1, HMK madde 387/2.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 19.11.2020 tarih ve 2019/195 E. - 2020/802 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin isim hakkını, Mersin İli Silifke İlçesi Taşucu Beldesi'nde kullanmak üzere 200.000,00 TL bedelle satın aldığını, bedelin bir kısmını nakit olarak verdiğini, bir kısmını ise Şubat – Ekim 2013 tarihleri arasındaki aylarda ödenmek üzere sıralı senetler verdiğini, verilen senet bedellerinin tümünün ödendiğini, buna rağmen 25.06.2013 vadeli 15.000,00 TL bedelli senet ile 25.08.2013 vadeli 15.000,00 TL bedelli senetlerin tahsili için davalı tarafça Silifke İcra Müdürlüğü'nün 2013/6696 esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, takibe konu senetlerden dolayı borçlu bulunmadıklarının tespiti ile %40 tazminat ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile davalı arasında 01.02.2013 tarihli sözleşme imzalandığını ve bu sözleşme gereğince takip ve dava konusu senetler düzenlendiğini, takibe konu senet bedellerinin ödenmediğini, devir dışında da kurulan ilişki çerçevesinde taraflar arasında alacak verecek ilişkisi mevcut olduğunu senetlerin halen davalı müvekkil elinde olmasının bedellerinin ödenmediğini gösterdiğini belirterek davanın reddini ve %20 tazminat ödenmesini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olup toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında 01.02.2013 tarihli Mersin-Silifke-Taşucu beldesindeki “Komşu Mağazaları”nın isim hakkı devir sözleşmesi yapıldığı, davaya konu 25.06.2013 ve 25.08.2013 vadeli toplam 30.000,00 TL bedeli senetlerin de bu sözleşme kapsamında verildiğinin tarafların kabulünde olduğu, davacının senet bedellerini ödediğini iddia ettiği ve bu senetlerin vadesinden sonraki tarihlere ilişkin ödeme belgelerinin sunulduğu, vadeden sonra banka havalesi yoluyla yapılan bu ödemelerin mevcut bir borcun ifası amacıyla yapıldığının karine olarak kabul edildiği, yapılan bu ödemelerin varlığının davalı tarafça da kabul edildiği ancak bu ödemelerin cari hesap alacağına mahsuben yapıldığının savunulduğu, davalıya işbu savunmasına binaen iddia ettiği alacağın varlığına ilişkin olarak ispat imkanı tanınıp delillerini sunması için süre verildiği ancak verilen sürede delillerini dosyaya sunmadığı, toplanan delillere göre de davacının davaya konu icra dosyasından dolayı borçlu olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, davalının işbu takibi açmakta haksız ve kötüniyetli olduğu davacı tarafça ispatlanamadından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Mahkemece, Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin 20/02/2017 tarihli ve 2016/6327-2017/1243 sayılı bozma ilamına uyulmuşsa da bozma gereği usulüne uygun bir şekilde yerine getirilmemiştir. Mahkemece, 4 numaralı celsede davalı vekilinin mazeretinin kabulüne karar verilmiş olup yine aynı celse, davalı vekiline delillerini sunması için gelecek celseye kadar süre verilmesine dair 2 numaralı ara karar oluşturulmuştur. Davalı vekilinin mazeretinin kabul edilmiş olması ancak ara kararın davalı vekiline tebliğ edilmemiş olması ayrıca vekile verilen mehilin kesin bir süreyi içermemesi nedeniyle mahkemenin, davalı vekilinin delillerini süresinde ibraz etmediği yönündeki kabulü doğru değildir. Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda davalıya iddiasını ispat için kesin süre içeren mehil verilerek buna dair ihtaratın usulüne uygun tebliği sağlanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 05/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.