20. Hukuk Dairesi 2015/13730 E. , 2015/11676 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, 19/04/2004 tarihli dilekçesi ile, 1966 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... içesi, ... beldesi, ... mahallesinde bulunan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğundan bahisle, 766 sayılı Tapulama Kanununun 2. maddesi gereğince tespit dışı bırakılan yer üzerinde önceki malikinin... ... işlemlerini tamamladığını, bu kişi ile birlikte müvekkilinin zilyetliğinin TMK"nın 713. maddesinin aradığı kazanmaya ilişkin şartları taşıdığını açıklayarak dava konusu taşınmazın müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 20/12/2004 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1025,41 m²"lik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle 8. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 09/11/2006 gün ve 2006/6202 E. - 6745 K. sayılı kararında özetle: "Dava konusu taşınmaz 1966 yılında 766 sayılı Tapulama Kanununa göre yapılan kadastro çalışmaları sırasında Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğundan bahisle tespit dışı bırakılan bir yerdir. Böyle bir yerin zilyetlikle kazanılabilmesi için öncelikle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesine göre, emek ve masraf harcanarak imar ve ihyasının tamamlanıp tarıma elverişli hale getirilmesi gerekir. Mahkemece, bu konuda yaptırılan bilirkişi incelemeleri ve dosyadaki deliller hüküm vermeye yeterli değildir.
Bu nedenle mahkemece yapılacak iş öncelikle, ziraat mühendisi, bir harita veya kadastro mühendisi ile bir jeologdan oluşacak üç kişilik uzman bilirkişiler kurulu marifetiyle inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliğinin ve hangi tarihte tarımsal faaliyete başlandığı ile bölgeye ait topoğrafik haritanın getirilmesi, taşınmazın eğim durumu üzerinde durulması, bilirkişiler kurulunda bulunan ziraat mühendisi ve jeolog bilirkişinin görüşlerine başvurularak üzerindeki çalı ve ağaççıklardan oluşan bitki örtüsünün... ... amacıyla kaldırılması halinde erozyona tâbi olacak nitelikte bir taşınmaz olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
Ayrıca HUMK"nın 366. maddesine göre taşınmazın niteliğinin tam olarak belirlenmesi bakımından taşınmaz ve çevresini net bir biçimde gösterir fotoğraflar ve dava konusu taşınmazın çevresinde bulunan komşu parsellere ilişkin kadastro tutanakları ve dayanakları kayıtlarda bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde dikkate alınması gerekir." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, 04/06/2009 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen, 1025,41 m²"lik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 29/11/2010 gün ve 2010/1077 E. - 14731 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: "Mahkemece, yapılan yargılama sonunda Medenî Kanunun 713 maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının davacı yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır.
Dairemize gelen dosyalardan bu mevkideki taşınmazların köylüler tarafından paylaşıldığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ve fotogrametri yöntemiyle kadastro çalışmalarına altlık olarak düzenlenen kadastro paftası ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen... ... Bakanlığı (... ... Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman ... yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı, dava konusu taşınmazların ... sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile kadastro tespitine itiraz davalarında, tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir ... yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, ... ... ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, taşınmazın öncesinin ne olduğu,... ... yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, komşu parsel kayıtları uygulanarak taşınmaz yönünü ne olarak okuduğu saptanmalı, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı ... ... Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları ve satın alınan kişiler yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir." denilmiştir.
Asliye hukuk mahkemesince bozma kararına uyulduktan sonra, Hazine 03/10/2012 havale tarihli dilekçesi ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, davanın devamı sırasında yörede 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesine göre yapılan tamamlama kadastro çalışmasında çekişmeli taşınmaz 2223 parsel numarası ile 959,55 m² yüzölçümlü olarak tarla vasfıyla davalı olarak tespit edilmiş, mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine devredilmiştir. Kadastro mahkemesince, davanın reddine, 2223 parsel sayılı taşınmazın ... vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, malik hanesinin bu şekilde doldurulmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1976 yılında ... kadastrosu ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması yapılmış ve kesinleşmiştir. Daha sonra 1985 yılında 2896 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre ... kadastrosunu tamamlama ve 2/B madde uygulaması yapılıp, 17.04.1986 günü ilân edilerek kesinleşmiştir. 1987 yılında 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması yapılmış, bu çalışmada 25.01.1989 günü ilân edilerek kesinleşmiştir. Genel arazi kadastrosu 1966 yılında yapılmış, çekişmeli taşınmaz tesbit dışı bırakılmış ve 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesine göre 2013 yılında tamamlama kadastro çalışması yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına ve kararın dayandığı gerekçeye göre, davanın reddine karar verilmesinde usûl ve kanuna aykırılık bulunmamaktadır. Ancak; çekişmeli taşınmazın kesinleşen ... kadastrosu sınırları dışında bulunmasına rağmen, ... vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus, hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün birinci fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan "... vasfı ile" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "tarla vasfı ile" ibaresi yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/11/2015 günü oybirliği ile karar verildi.